Gündem

Özgür Özel, Grup toplantısında konuştu

Özgür Özel, Grup toplantısında konuştu

Özel: “Krizin bütüncül adı çoklu makam bozukluğu”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Bu krizi Sayın Erdoğan yaşamaktadır, yaşatmaktadır. Yaşattığı krizin bütüncül adı ‘Çoklu makam bozukluğu’dur” dedi. 

Özel, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, İstanbul’da kendisine yönelik saldırı girişimini “bir mektup” ve “ihtar” olarak niteledi.

Özel, “Hiçbir siyasi partiyi, oluşumu bu işten doğrudan sorumlu tutmuyorum. ‘Şu yapmıştır, bu yaptırmıştır’ asla demem. Kimin yaptığını araştırmak, savcının, polisin ve devletin görevidir. Bütün bağlantılarına ulaşmak görevleridir. Burada Adalet ve Kalkınma Partisi yönetimi, iktidarının 23’üncü yılında bir büyük sınav verecek” diye konuştu. 

Olayı açığa çıkarmanın devletin görevi olduğunu belirten Özel, şunları söyledi:

“Şu an devletin kademelerini yöneten hükümetin görevi. Ama birileri bize şunu söylüyor, diyorlar ki ‘Biz Türkiye’yi bir noktaya getirdik. Bir şeye karar verdik. Siz bu kararın önünde engelsiniz. Siz direniyorsunuz. İtiraz ediyorsunuz. Hatta yaptığımız işi darbe olarak nitelendirip, bu kurduğumuz planı bozmak için emek ediyorsunuz, mücadele veriyorsunuz. Sokağa çıkıyorsunuz, meydanları dolduruyorsunuz. Her hafta bir yerde miting, her Çarşamba bir yerde miting, sürekli gündemde tutuyorsunuz. Durun, oturun. Ankara’ya dönün ve partinizde oturun.” “Haydi oradan…”

Özel, saldırının “planlı olduğunu“ ve yazılan mektubu okuduklarını belirterek, şöyle konuştu:

“Bir cevabımız olacak mı, olacak: Yarın akşam Beyazıt Meydanı’ndayız. Cumartesi Van’dayız, Van’da. 19 Mayıs’ta İzmir’deyiz. Cevabımız budur. Okudunuz mu cevabı? Hadi oradan. Vallahi eli her kalem tutan yazı yazar. Kağıdı olan mektup yazar. Mektubu yazan kadar okuyan da mühimdir. Gazi’nin partisi o mektubu böyle okur kardeşim. Böyle okur. Haydi şimdi o evlat katilinin elini çıplak yollayana söylüyorum. Cesaretin varsa doldur da yolla. Hodri meydan” dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “arkadaşlar gereğini yapacaklar” dediğini belirten Özel, “Kimseyi mesul tutmuyorum. Açılan telefonu önemsiyorum ve buradan sonra atılacak adımlara bakacağım” dedi. Özel, Kartalkaya’da yaşananlar için de gereğinin yapılması gerektiğini söyledi. “Saldırgan ‘ihbar etmeye geldim’ demiş”

Özel, kendisine saldıran kişiyle ilgili bir ayrıntıyı da paylaşarak, şöyle konuştu: 

“Bakın bilgi vereyim. Arkadaşlar detaylarını paylaşsınlar. Bu yılın Ocak ayında, dünkü evlat katili saldırgan, İBB’ye gelir, benim koğuşta birlikte yattığım arkadaşlar, şimdi tutuklamaya sevk etmişler, ışık hızıyla da tutuklamışlar. Bu soru sorulmadıysa bir geri çağırsınlar. İBB’ye gelmiş, ‘Koğuşta birlikte yattığım arkadaşlara talimat verildi, İmamoğlu’na suikast yapılacak’ demiş. ‘İhbar etmeye geldim’ demiş. Bakın nasıl bir koğuşta yatmış, bu irtibatta olduğu arkadaşları kimmiş, bizimkiler polisi çağırıp iki polise vermişler ‘Alın dinleyin, bu böyle iddiada bulunuyor’ diye. Saraçhane’ye gelecek, kapıyı çalacak, ‘Ben iki evladın katili adamım yeni çıktım içerden, üç yıl-dört yıl önce, koğuş arkadaşlarımla irtibatım devam ediyor. İmamoğlu’na suikast emri aldılar, bilginiz olsun’ diyecek. Savcı Bey bir baktın mı o koğuşa ya? O koğuş arkadaşları nerede? Bizim konumuz ne? 

‘İmamoğlu’na suikast yapılacak’ diyen adam dün herkesin gözünün önünde Ana Muhalefet Liderine saldırıyor, bu adamı birileri böyle kullanıyor, ‘Sen niye jammer açtın?’ diyor. Vallahi biz bu ülkede yarattığınız korku imparatorluğu yüzünden, bütün telefonlar dinleniyor diye, bütün kayıtlar, gazetecilerle Ekrem Bey’in yaptığı normal görüşmeleri alıp otelden sevk eden siz değil misiniz basına? Sen her türlü bürokratla görüşeceksin, bilim insanıyla görüşeceksin, iş insanıyla görüşeceksin, rekabet ettiğin kişi görüşürse onların hepsine çökeceksin. Ondan sonra ‘Sen niye bantladın?’ diyor. Vallahi bantlamayı biz kimseden öğrenmedik. O görüntülerin servis edildiğini gördük, bildik. Size karşı alınacak tedbir o olduğu için onu bantladık.” “Çoklu makam bozukluğu”

Özgür Özel, Cumhurbaşkanının aynı zamanda parti genel başkanı olmasını da eleştirerek, şunları söyledi:

“Hep söylüyorum siyasette milletin yanında duran kazanır. AK Parti milletin yanından ayrıldığı için, devletin yerine geçtiği için, partiyi devlet, devleti parti bildiği için, katılması gereken toplantılara katılması gerekenleri CHP’li diye dışlayıp olmaması gereken, parti sözcülerini, il başkanlarını resmi toplantılara dahil ettiği için ve Türkiye’de devletle partiyi birbirine karıştırdığı için bu milletin gözünden de düşmüştür, gönlünden de düşmüştür. 

Bu krizi Sayın Erdoğan yaşamaktadır, yaşatmaktadır. Yaşattığı krizin bütüncül adı ‘Çoklu makam bozukluğu’dur. Erdoğan ‘Çoklu makam bozukluğu’ hastalığının pençesindedir, o hastalığın bütün yükü millete çektirilmektedir. Millet kendisini seçti, Cumhurbaşkanlığı makamına oturttu. Ama kendisi AK Parti Genel Başkanlığı’na geri döndü. Sayın Bahçeli’nin deyimiyle; ‘O Anayasa’ya uymuyor, Anayasa’yı ona uyduralım’ dediler. Ve bir partinin genel başkanlığıyla, Cumhurbaşkanlığı’nı aynı koltuğa, iki karpuzu aynı kolun altına verdiler. Hem ‘Başkomutanım’ diyor hem ilçe başkanı atıyor.” “Peşinin bırakmayacağız”

Özel, “darbe girişimi” olarak nitelediği 19 Mart’tın Türkiye’ye yaşattığı maliyetin 55 milyar dolar olduğunu ifade ederek, bunun kişi başına 25 bin liraya denk geldiğini söyledi.

KOBİ’lerin, emeklilerin, çalışanların, dar gelirlilerin büyük bedel ödediğini anlatan Özel, “Sorulunca da ‘Biz o rezervleri bugünler için biriktirdik’ demiş. Mehmet Şimşek, o lafı ettiği günden beri bu darbenin mali ayağıdır. Dünyaya karşı geçmişte kendini prestijli biri olarak, demokrat biri olarak pazarlayan Mehmet Şimşek, kendisini seçimle gelmiş birini gönderip, yerine kayyım atamaya, bir cumhurbaşkanı adayının adaylığına engel olmaya çalışılan darbenin finansörü olarak tescil etmiştir” dedi. 

Özel, Mehmet Şimşek’in gittiği her yerde peşini bırakmayacaklarını söyledi.  “Depremde birlikte çalışalım”

Özgür Özel, İstanbul’da deprem yaşandığını ve İBB Başkanının cezaevinde tutulduğunu belirterek, Erdoğan’ın deprem toplantısına İBB’yi çağırmamasını eleştirdi. 

“Lütfen burada bir Deprem Bakanlığı kurun. Bu bakanlığın başına Türkiye’de bu işte en iyi kimse onu getirin” diyen Özel, Ekrem İmamoğlu’nun “Deprem Konseyi oluşturma” önerisinin rededildiğini hıtırlattı. Özel, şöyle konuştu:

 “Önlerinde İstanbul’un, İzmir’in, dünya kadar kentsel dönüşüm projesinin, ayrıca yurtdışından bulunmuş hibelerin, kredilerin imzası duruyor. Onlar bizi silkelemekle uğraşıyor. Allah göstermesin 23 Nisan’da İstanbul’u 6,2 ile silkelediler. Daha fazla İstanbul’da bir şiddet olsaydı o zaman görecektin sen; milletin seçtiği belediye başkanını silkelemek mi, yoksa depreme el birliği ile hazırlık yapmak mı? Bir kez daha buradan Sayın Erdoğan’a hatırlatıyorum. Türkiye’nin bu önemli deprem gündeminde nüfusun yüzde 65’ini, ekonominin yüzde 70’inin olduğu belediyeleri yöneten partinin Genel Başkanı olarak hatırlatıyorum: Gel bu işi siyasi çatışmadan çıkaralım ve hep birlikte çalışalım. Bu milletin evlatlarını İstanbul depremine, diğer şehirlerin depremine kaybedip de mezarlarının başına oturup ağlamayalım. Aklımızı başımıza toplayalım.”

Özel, Kanal İstanbul bölgesindeki konut yapımına başlandığını da ifade ederek, “Suçüstü yakalanınca da ‘Garibana verecektim’ diyor. Haydi şimdi bizim sayemizde belki garibana vereceksin, göreceğiz. Bir de ta İstanbul’un burasında o kanalı gören yerde, hem de gölün su toplayacağı havzayı da katlederek bunu yaptın. Peki burayı, burayı, burayı hangi garibana, Katar’ın hangi garibanına söz verdin sen?” diye sordu.  “Dış politika iflası yaşanıyor”

Özgür Özel, Türk Cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs’a tanımasının Türkiye’nin tezlerinin terk edilmesi anlamına geldiğini ifade ederek, “Trump’ın baskısıyla ve Avrupa Birliği’nin, Avrupa’daki ülkelerin teşviği ile bizim Kuzey Kıbrıs’ı tanısınlar diye beklediğimiz Türki Cumhuriyetleri’nin gidip Güney Kıbrıs’ı tanıması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni işgalci olarak gösteren kararları tanımaları, Türkiye Cumhuriyeti’nin dış politikasının tam anlamıyla iflasıdır. Trump korkusudur. Türkiye’nin tezlerinin terk edilmesi, güvendiği dağlara kar yağmasıdır. Kıbrıs’taki konuşmada bu konuya bir kelime değinilmemesi, nasıl bir teslimiyet içinde olunduğunun kanıtıdır” diye konuştu.

Özel,  KKTC’de büyükelçilik yapan Yasin Ekrem Serim’in, öldürülen Halil Falyalı’yla ilişkileri ve bu konuda ortaya atılan iddialarla ilgili kimsenin konuşmadığını belirterek, “Kıbrıs’a büyükelçi yaptın. Yaptıysan neden yaptın, aldıysan neden aldın? Bunu bize bir anlatman lazım” dedi. 





YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL