CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bölgemizde bir savaş istemiyoruz” dedi ve ekledi: “Ukrayna’da eğer böyle bir savaş çıkarsa, en büyük zararı görecek olan ülkelerden birisi Türkiye’dir.”
Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye’nin çözülmeyecek hiçbir sorunu olmadığını, biriken sorunların sebebinin iktidar sahipleri olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, milletin “baharı bekleyin” diye oyalandığını dile getirdi.
Tunceli’de 5 Ocak’ta kaybolan Gülistan Doku’yla ilgili olayın aydınlatılması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “21’inci Yüzyıl’ın Türkiye’sinde faili meçhuller istemiyoruz” diye konuştu.
“Demokrasi konusunda çok sorunumuz var Türkiye’de” diyen Kılıçdaroğlu, mahkeme kararlarının uygulanmadığı belirtti. Kılıçdaroğlu’nun konuşması satırbaşlarıyla şöyle:
“-Süreç hukuk içinde değil, intikam duygusuyla çalışılıyor. Eğer birisi iktidar sahiplerinden birisini eleştiriyorsa ve bu eleştirinin dozu biraz yüksekse yakalanması, gözaltına alınması, tutuklanması ve aylarca hapiste tutulması tablosuyla karşı karşıya kalıyoruz.”
“-Sedef Kabaş bunlardan birisidir, bir gazetecidir. Eleştiri hakkını kullanmıştır. Şimdi 12 yıl 10 ay hapisle yargılanıyor, 1 ayını doldurdu. Aslında tutuklanmaması lazım ama ülkede hukuk olmadığı için Sedef Kabaş içeride tutuluyor.”
“-Sadece o mu? Hayır; Osman Kavala da öyle, Selahattin Demirtaş da öyle, askeri öğrenciler de öyle.”
“-Bütün bunları biliyoruz ama şunu söyleyeyim: Devleti adalet içinde yönetirseniz, bütün taşlar yerine oturur. Devleti adalet içinde değil de intikam duygusuyla, öç alma duygusuyla yönetirseniz, bütün taşlar yerinden oynar.”
“-Biz taşları oturtmaya geliyoruz, devlette adaleti sağlamaya geliyoruz. Devlette adaleti sağlayacağız ki, bu ülkede herkes huzur içinde yaşayabilsin.”
“Montrö’yü tartışmaya açmak ihanettir”
“-Bölgemizde bir savaş istemiyoruz. Savaşın acımasızlığını en iyi bizim tarihimiz anlatır. Ulusal Bağımsızlık Savaşı’nı hangi koşullarda verdiğimiz hepimizin belleklerinde kazılıdır.”
“-Ukrayna’da eğer böyle bir savaş çıkarsa, en büyük zararı görecek olan ülkelerden birisi Türkiye’dir.”
“-Montrö Sözleşmesi’ni tartışmaya açmanın nasıl bir ihanet olduğunu topluma anlatmak için. Montrö Sözleşmesi, Türkiye’nin güvenliği açısından, bölgenin güvenliği açısından, dünyanın güvenliği açısından son derece değerli bir anlaşma.”
“-Ama birileri, tarihi bilmeyen birileri, dünyayı iyi okumayan birileri, Montrö Anlaşması’nı tartışmaya açarsa, bunun doğuracağı vahameti 84 milyonun iyi bilmesi lazım.”
“-O nedenle hepimizin dış politikada sağduyulu hareket etmesi lazım, dikkatli olması lazım, Türkiye’nin çıkarlarına odaklanması lazım.”
“İktidar sahiplerinin düşünmesi lazım”
“-Şubat ayında bir anket yapıldı. ‘Yeni maaşınızla birlikte Aralık ayına göre ekonomik durumunuz ne yönde değişmiştir?’ diye bir soru soruluyor.”
“-Daha rahat geçiniyorum” diyenlerin oranı yüzde 9,2. “Geçimimde bir değişim olmadı” diyenlerin oranı yüzde 33,6. “Daha zor geçiniyorum” diyenlerin oranı yüzde 57,2.”
“-Asgari ücret artışı hiçbir şey getirmemiş; daha asgari ücret artışını almadan mutfağına yangın girmiş, alev sarmış mutfağını, cebindeki para zaten erimiş.”
“-Yüzde 57,2’si ‘daha zor geçiniyorum, o zaman rağmen daha zor geçiniyorum’ noktasına gelmişse, iktidar sahiplerinin oturup düşünmesi lazım.”
“-4 milyon 122 bin vatandaşımız bankalara borcunu ödeyemedi. 4 milyon 122 bin vatandaşımız bankalara borcunu ödeyemedi. İcradaki dosya sayısı 23 milyon 200 bini aştı. Bu da içinde bulunduğumuz tablonun iyi olmadığını gösteriyor.”
“Verilen sözlerin tutulması lazım”
“-Uzun süre sizin sorunlarınıza karşı kulaklarını tıkadılar, ‘ne demek EYT’li, ne demek sorunlarını çözmek?’ diye. Özür dileyerek ifade ediyorum, hatta en tepedeki zat sizin için ‘türedi’ lafını kullandı.”
“-Kendi ülkesinde, kendi vatandaşının hak ararken, talebini dillendirirken, sorunu çözmesi gereken kişi sorunu yaşayan kişiye “türedi” diyorsa, o makamda oturmamalıdır.”
“-Hiç meraklanmayın, az kaldı sizin sorunlarınızı çözeceğiz.”
“-Sadece sizin sorunlarınızı değil bakın; emeklinin en düşük aylığı asgari ücret seviyesine gelmeli, biz bunun da sözünü verdik.
“-Çözeceğiz, sosyal demokrat anlayışla çözeceğiz. Halktan yana, emekten yana, çalışandan yana çözeceğiz.”
“-Emeklilikte yaşa takılanlar niye birden bire çok fazlalaştı? Nedeni şu. Bir; zaten normal işinden olmuştur, iki; kendi özgür iradesiyle işi bırakıyor. Niçin? Daha fazla çalışır, daha fazla prim öderse emekli aylığı daha da düşecek. Böyle bir model dünyada yok.”
“-Siyasette verilen sözlerin tutulması lazım. Sözler tutulmuyorsa, hesabının vatandaş tarafından sandıkta sorulması lazım.”
Muhtar aylıkları
“- Bir açıklama yaptı Erdoğan, dedi ki: ‘muhtarların aylıklarını asgari ücret seviyesine çıkaracağız’ dedi.”
“-Şubat’a geldik; maaşlar yattı, asgari ücret seviyesinde değil.”
“- Bugüne kadar hangi sözünde durdu ki, bu sözünde de dursun.”
“-Bizim kanun teklifi reddedilince ne oldu? Birleşik oy pusulası uygulaması reddedildi. Sosyal yardımları muhtarlar aracılığıyla dağıtılması gerekir hükmü reddedildi. Asgari ücretin üstünde aylık alması gerekiyor muhtarların, bu reddedildi. Muhtarların belediye meclisi toplantılarına girmesi, söz ve karar sahibi olmaları reddedildi.”
“-Asgari ücretin altında, üstünde verirler o ayrı bir şey ama sizi demokrasinin temel taşı, mihenk taşı haline getirecek olan partinin adı CHP’dir.”
“-Ak Parti’den de bir şey beklemeyin. Zaten MHP toplumla hiç ilgilenmez.”
“-Onların tek görevi var, saraydan aldıkları talimatın gereği olarak 19 Mayıs hareketleri yapmak; el kaldırıp indirmek. O kadar, başka bir şey yok. ”
“Milletvekili milletin derdiyle uğraşır”
“-Kiminle yapıyorlar bunu? Ak Parti milletvekilleriyle yapıyorlar. Ak Parti milletvekillerinin televizyonlara çıkıp, konuşmalarını çok isterim.”
“- Dünyadan kopuk, kendi ülkesinden kopuk, sorunlarından kopuk, vatandaşın derdinden kopuk, aklını kiraya vermiş bir kişi milletvekili olamaz arkadaşlar.”
“-Sadece talimatla görev yapan bir kişi milletvekili olamaz, milletin vekili olamaz. Bunun böyle olması lazım. Milletin vekili, milletin derdiyle uğraşır, milletin sorunuyla uğraşır, çözüm üretir, çare üretir.”
“-Buraya gelmişsiniz, otururmuşsunuz; el kaldırın, indirin… Nasıl? Saraydan gelecek talimata göre. Siz milletvekili değilsiniz ki o zaman.” “-Keşke bunun için de dava açsalar, en azından milletvekili olmadıklarını mahkemede ispat ederiz.”
“Bunun adı bölücülüktür”
“-Bu iktidarın, yani Cumhur İttifakı’nın en temel özelliklerinden birisi de sık sık paralel yapılar kurmalıdır. Buna çok alıştılar çünkü.”
“-Merkez Bankası fiyat istikrarından sorunlu ama bir de hemen paralel bir Fiyat İstikrar Komitesi kurdular. Merkez Bankası’nı dışladılar, öbür tarafa gittiler.”
“-Arıcılar, 2003 yılında arı yetiştiricileri bir araya gelmişler, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği’ni kurmuşlar. Ne kadar güzel.”
“- Türkiye Arı Yetiştiricileri Birliği 79 ilde örgütlenmiş, Türkiye’de 79 ilde örgütlenmiş, 50 bini aşan üyeleri var.”
“-Türkiye’de 8 milyon 100 bini aşan arı kovanı var. Dolayısıyla Hindistan ve Çin’den sonra arı yetiştiriciliği ve kovanda Türkiye dünya üçüncüsü, dünya üçüncüsü.”
“-Şimdi tabii Ak Parti bu başarıyı bir türlü hazmedemiyor. Bunları yok etmesi lazım, paralel yapılar kurması lazım. Oturuyorlar, bir paralel yapı kuruyorlar: Tarımsal Hayvancılık ve Arıcılık Platformu adı altında bir paralel yapı kuruyorlar.”
“-Bunların 1501 üyeleri var ama Tarım Bakanlığı bunları destekliyor.”
“-Diyorlar ki: Her sonbaharda ve ilkbaharda arılara beslenme şekeri verilir. Arıların beslenmesi lazım daha fazla bal üretebilmeleri için. Ama maalesef diyorlar ki: ‘Türk Şeker’den istediğin şekeri alabilmen için, Türkiye Arıcılar Birliği’nden istifa edeceksin. Geleceksin bizim derneğe, oraya üye olacaksın. O zaman istediğiniz kadar size şeker veririz.’ Allah aşkına bir akıl tutulması yok mu?”
“-Bir de bunu internette de yayınlıyorlar. ‘Arıcılar Birliği’nden istifa eden ve edecek olan herkese üyemiz olduktan sonra kovan sayısına göre şeker teslimatı olacaktır.”
“- Bunun adı bölücülük değil midir? Bölücülüktür”
“Bizi örnek alacaklar”
“-Güçlendirilmiş parlamenter sistemin hedeflediği nokta şudur: Devletin yapılanmasında adalet… Adaleti sağlamazsanız zaten devleti yönetemezsiniz. Devletin temeli adaletse, adaleti sağlamanız lazım, hakkı, hukuku sağlamanız lazım.”
“-Devletin bilgiyle, birikimle, deneyimle yönetilmesi için hakkın, hukukun ve adaletin sağlanması lazım.
“-O nedenle 28 Şubat Pazartesi günü saat 13:30’da 6 partinin genel başkanı bir araya geleceğiz.”
“-Bizim bir araya gelmemiz birilerinin hoşuna gitmiyor, ben onu gayet iyi biliyorum. Efendim bakanlık paylaşılıyor, bilmem ne, falan filan… Kendi yaptıkları açmazları bize mal etmeye çalışıyorlar, kendi yaşadıkları açmazları bize mal etmeye çalışıyorlar. Öyle bir şey yok.”
“-Her birimizin ortak bir hedefi var: Yaşanabilir bir Türkiye, demokrasisi gelişmiş bir Türkiye, insan haklarına saygılı bir Türkiye; hiç kimsenin inancından, kimliğinden, yaşam tarzından ötürü sorgulandığı bir Türkiye, hiç kimsenin ötekileştirilmediği bir Türkiye.”
-“Bu kadar değerli bir birlikteliği bu toplumun önüne koyacağız. Beraber çalıştığımız zaman, birlikte çalıştığımız zaman, Türkiye’nin sorunlarına birlikte kilitlendiğimiz zaman, bütün sorunların akılla, mantıkla, bilgiyle, birikimle çözüldüğünü bütün dünya görecek.”
“-Sadece bizim halkımız değil, bütün dünyaya göstereceğiz. Türkiye’yi bölgesinde en itibarlı ülke haline getireceğiz. Türkiye’de hakkı, hukuku ve adaleti sağladığımızı da göreceksiniz, bütün mazlum ülkeler geçmişte olduğu gibi yine bizi örnek alacaklar.”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)