Sıkı bir diyet yapmanıza ve fiziksel olarak aktif olmanıza rağmen hala kilo veremiyor musunuz? Her şeyi kusursuz yapmanıza rağmen direnç kilonuzu kırmakta zorlanıyor musunuz? Bu soruların cevaplarını Dyt. Meltem Geyik’e sorduk.
Kilo vermek için temel mantık kalori açığı oluşturmaktır. Kişilerin besinlerle gün içerisinde aldığı enerji, harcadığı enerjiden daha az ise kilo kaybı gerçekleşir. Bu dengenin oluşturulabilmesinde en büyük katkıyı, sağlıklı beslenme ve egzersiz sağlar. Fakat bu matematiği sağlamak, pratikte bu kadar kolay olmayabilir ve her şeye dikkat ettiği halde kişi kilo veremeyebilir. Dyt. Meltem Geyik, kilo verememenin altında yatan gizli sebepler olabileceğini söylüyor. Bu sebeplerden ilkinin genetik yatkınlık olduğunu belirten Dyt. Geyik, bunu şöyle açıklıyor: “Hepimiz, ailemizden gelen binlerce geni taşıyoruz ve bu genlerin her şeyde olduğu gibi kilo kontrolünde de çok önemli bir rolü bulunuyor. Eğer kişinin ailesinde obezite geçmişi veya aşırı kilo öyküsü varsa kilo kaybetme açısından dezavantajlı duruma düşeceklerdir. Bu durumda genlerimizi değiştirmek mümkün olmadığı için beslenme alışkanlıklarımızı iyileştirmek etkili olacaktır.”
Günde 8 saat uyku iştah kontrolüne yardımcı oluyor
Bağırsak florasının sağlığı da kilo verme sürecinde rol oynuyor. Dyt. Geyik, ikinci beynimiz olarak nitelendirilen bağırsaklarımızdaki yararlı bakterilerin sayısının etkili düzeyde olmasının, tüm metabolik fonksiyonları etkileyerek sağlıklı bir sindirim sürecine katkıda bulunacağının altını çiziyor. Kilo verme sorunu yaşayanların mutlaka bağırsak sağlığını iyileştirecek, yeterli lif içeren, probiyotiklerden zengin bir beslenme planı uygulamasını öneriyor. “Eğer kilo verme hedefiniz varsa, beslenme ve egzersizin yanı sıra uykunuzu da takip etmeye özen gösterin” diyen Dyt. Geyik, yetişkin bir insanın günlük 6-8 saat arasında uykuya ihtiyacı duyduğunu ve bu saat aralığında kaliteli uykunun açlık-tokluk hormonlarını etkileyerek iştahımızı kontrol altında tutmamıza yardımcı olacağına dikkat çekiyor. Kilo veremiyorsanız hormon değerlerinizi ölçtürün
Hormonal bozukluklar hem kiloyu hem de kilo verme sürecini etkiliyor. İnsülin, glukagon, TSH, östrojen, progesteron, ACTH hormonu gibi hormonların eksik veya fazla salgılanması kan şekerine ve metabolik fonksiyonlara etki ederek kilo vermeyi zorlaştırıyor. Örneğin; hipotiroidi durumu, kilo vermenin önünde bir engel oluşturabiliyor. DoktorTakvimi.com uzmanlarından Dyt. Meltem Geyik, bu nedenle “Ne yaparsam yapayım kilo veremiyorum” diyenlere hormon değerlerinizi kontrol ettirmelerini ve beslenmelerini buna yönelik planlanmalarını öneriyor. Hormonal bozuklukların yanı sıra özellikle antidepresan ve kullanılan kortizol türevi ilaçlar yağ depolanmasını arttırarak kilo vermeyi engelleyebiliyor. Ayrıca kadınlarda sıklıkla görülen polikistik over sendromunun varlığı ve menopoz döneminde olunması kilo vermeyi zorlaştırıyor. Kişinin beslenmesi ve fiziksel aktivite düzeyi bu gibi özel durumlara göre planlandığı takdirde kilo kaybetmesinin kolaylaşacağını söyleyen Dyt. Geyik, “Sonuç olarak kilo kontrolü, zannedilenin aksine karmaşık süreçleri içeren bir durumdur. Sağlıklı beslenme, yeterli su tüketimi, fiziksel olarak aktifliğin yanı sıra en sağlıklı sonuç için bir beslenme uzmanıyla çalışmalısınız” diyor.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)