Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu, çöl tozları ile ile ilgili yaptığı açıklamada “İklim Krizi, Kuraklığı ve Çöl Fırtınalarını Arttırıyor” dedi.
Dernek, çöl tozlarının zararlarını anlatırken, “Sahra çöllerindeki fırtınadan kalkan tozlar her yıl bir kez Avrupa’ya ulaşırken, bu yıl Avrupa üç kez fırtına tozu ile karşılaştı. Bir haftadır yaşanan ise en şiddetlisiydi. Sahra çölündeki son fırtına Avrupa’daki birçok kentte gökyüzünü sarıya boyadı. Hava kalitesi en çok etkilenen ülke İspanya oldu. İsviçre’de Alp dağlarının karları turuncu renk aldı. İklim krizinin yol açtığı kuraklık ve çölleşme sonucunda insanlar daha sık çöl tozlarına maruz kalmakta ve sağlık sorunları yaşamaktadır.” ifadelerini kullandı.
Her yıl atmosfere katılan 1-3 giga ton çöl tozlarının yarısı Sahra çölü, yarısı da Arap yarımadası, Orta Asya, Çin, Avustralya, Güney Afrika ve Amerika kaynaklı olduğunu belirten Toraks Derneği devamında ise, “Çöl tozları fırtınalarla birlikte birkaç bin kilometre yol alabilir. Sahra Çölünden kalkan tozların yüzde 12’sinin Avrupa’ya, yüzde 28’inin Amerika’nın batısına kadar ulaşabilmektedir. Sahra çölünden havalanan 4 milyon ton toz da Akdeniz bölgesine taşınır ve havadaki partikül maddeyi %35 oranında arttırır. Havada çöl tozlarının bulunduğu günlerde solunum, kalp ve damar hastalıkları ile hastane başvurularının, hastalık ve ölümlerin arttığı çeşitli çalışmalarla gösterilmiştir.
Türkiye Doğu Akdeniz havzasındadır ve dünyanın iki büyük toz kaynağı, Sahra ve Arap çölü tozlarına maruz kalmaktadır. Bu tozlar ile en fazla karşılaşan illerden biri olan Gaziantep’te çöl fırtınası, günlük sıcaklık ve partikül taneciklerinin acil ve hastane yatışları ile ölümlere nasıl bir etkisi olduğu araştırılmıştır. Prof. Dr. Hasan Bayram ve arkadaşlarının 2009-2014 arasında meteorolojik veriler ile hastane yatışlarını karşılaştıran çalışmaları, toz fırtınası olan günlerde astım ve KOAH ile ilişkili acil başvurularının ve astım ölümlerinin arttığını ortaya koymuştur. Yayınlanan bu çalışma Gaziantep’te çöl fırtınalarının solunum sistemi hastalıklarını ve ilişkili ölümleri arttırdığını kanıtlamıştır.
Soluduğumuz havada çöl tozları gibi doğal minerallerin taneciklerinin yanı sıra sanayi ve tarım etkinlikleri ile oluşan kimyasal tanecikler de bulunabilir. Havada olmaması gereken bu partiküler maddeler, bağışıklık sistemi yanı sıra kalp-dolaşım ve solunum sistemine zarar verir. 10 mikronun üzerindeki partiküller akciğer hava keseciklerine ulaşamazlar, cilt tahrişi, göz sulanması, burun akıntısına neden olurlar. 2.5 mikrondan küçük olan tanecikler solunum sisteminin içine tamamen ulaşabilirler. Daha sonra kan damarlarına geçerler. Bu tanecikleri soluyanlarda solunum ve kalp-damar hastalıkları ortaya çıkar, varsa ağırlaşır. 2.5 mikron taneciklerin çöl tozları ile birleşmesinin hastalık riskini daha da arttırdığı saptanmıştır. Deneysel çalışmalar çöl tozlarının alt solunum sisteminde iltihabi cevabı yarattığını ortaya koymuştur. Ayrıca insan kan dolaşımındaki hücrelerde iltihabi cevabı gösteren değişiklikler olduğu ve iltihabın çöl tozları üzerine yüklenmiş toksik madde miktarı ile orantılı arttığı anlaşılmıştır. Çöl tozlarından daha çok bebekler, çocuklar, yaşlılar, astım, bronşit, anfizem, kalp hastalığı, diyabeti olanlar etkilenirler. Astım nöbetleri, solunum zorlukları ortaya çıkabilir. Uzun süre toza maruz kalanlarda kronik solunum ve kalp hastalıkları görülebilir.” dedi.
Nasıl Önlem Almalıyız?
Havada çöl tozu olduğunda; Kapalı ortamda kalmak, dışarı çıkılacaksa ağız ve burnu maske veya ıslak bezle kapatmak, açık havada ağır egzersiz yapmamak, araba kullanırken havalandırmayı çalıştırmamak yararlıdır.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)