Araştırmalara göre iki yıla yakın süren uzaktan eğitim alışkanlıkları, kısıtlamalar nedeniyle çocukların arkadaşlarından ve sınıf ortamlarından uzak kalması; onların sosyalleşme imkanlarını ellerinden alırken, dijital dünyaya kaçmalarını da kolaylaştırdı. Öğrenciler kademeli olarak okula dönse de, ekran önünde geçen süreler ara tatilde yeniden yükselişe geçti. İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Servisi, dijital dünyada geçen sürenin yaşlarına uygun sınırlar içinde kalması için uygulanabilecek yöntemleri ve dijital dünyada çocukların güvenliğini sağlayacak ipuçlarını paylaştı.
Teknolojik gelişmelerin içine doğan günümüz çocukları, geçmiş kuşaklarla karşılaştırıldığında dijital dünyada çok daha fazla zaman geçirmekte. Pandemi öncesinde koyulan kurallar pek çok ailede, evde kalınan sürenin uzamasıyla etkisini yitirdi. Ekranların çocukların ruh ve fiziksel sağlığı üzerindeki etkisi özellikle bu dönemde büyük önem taşımakta, çünkü öğrenciler kademeli olarak okullara dönse de uzaktan eğitim hayatlarının bir parçası haline geldi. Bu süreçte zorunlu hale gelen telefon, tablet, bilgisayar kullanımı çocukların ekran sürelerinin artmasına sebep olurken, artışla birlikte gelen göz yorgunluğu ve uzun süre kıpırdamadan oturmaya bağlı omurga ve sırt ağrısı sorunları da daha sık yaşanmaya başladı. Ara tatil dönemi de çocukların eğlence amaçlı ekran sürelerinin arttığı ve düzenlerinin değiştiği bir dönem. Bu sürelerin bir alışkanlık ve sonrasında bağımlılık haline gelmesinden çekinen ebeveynler için atılabilecek adımlar mevcut. İTÜ Geliştirme Vakfı Okulları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Servisi çocukların dijital dünyaya ayırdıkları sürede dengeyi korumaları ve onların dijital ortamda güvenliğini sağlayabilmek için yararlı öneriler paylaştı.
Birlikte şarkı söyleyin, dans edin!
Dijital dengeyi sağlamak için çocukların hayatlarında yaratıcı aktivitelere yer açmak, hiç denemedikleri aktiviteleri denemek yeni kazanım fırsatları sunar. Sosyalleşmeye bu noktada özellikle önem verilmelidir. Ailece oyunlar oynamak, birlikte yemek pişirmek, ev temizlemek, düzenlemek, film izlenecekse bu filmin ardından bir sohbet ortamı yaratmak gibi aile içi etkileşimi arttıracak fırsatlar yaratmaya özen gösterilmelidir. Çocukların meraklarına eşlik etmek, geçirilen zamanı mutlu anılara dönüştürebilir. Onlarla birlikte bir müzik aleti öğrenmeye çalışmak, beraber şarkı söylemek, resim yapmak veya dans etmek, bir yandan onlarla bağ kurmayı kolaylaştırırken, diğer yandan da onları ekrandan uzak tutmaya yardımcı olacaktır. Aile üyelerinin toplam ekran süresine sınır koyarken uygulanması zor sınırların verimli olmayacağı için gerçekçi süreler tercih edilmelidir.
Dijital dengeyi sağlamak için sınırların belirlenmesi
Ekran karşısında geçen süreyi planlamak atılacak ilk adımdır. Gün içini planlayıp ekran saatleri belirlemek ve bunu açıkça belirtmek önemlidir. Bu arada serbest saatler için alternatifler yaratılmalıdır.
Telefona uyarıcı süre belirticiler kurmak ise sağlıklı sınırlar koymada olumlu sonuçlar ortaya çıkarabilecek başka bir yöntemdir. Pek çok telefonda var olan bu özellik; ekran süresini görmek, somutlaştırmak adına önemlidir.
Ödül olarak ise ek ekran süresi sunulmalıdır. Ebeveynler belirlenen ekran düzenine uyumu teşvik etmek için fazladan ekran süresini kullanmayı deneyebilir.
Alternatifler için beyin fırtınası yapmak ve çocukları karar alma sürecine dahil etmek onları çözüm bulmaya teşvik edecektir. Ekran dışı aktiviteler için herkesin kendi alternatifini belirlemesine izin verilebilir.
Geri adım atmamak ve ebeveynlerin de kurallara sadık kalması diğer önemli bir noktadır. Aile içinde konulan kurallar hep birlikte alındığı zaman daha kolay takip edilecektir. Bu kurallar tüm aile üyeleri için geçerli olmalıdır.
Ekrandan uzak kalmayı denemek sağlıklı sınırlar kurabilmek için gereklidir. Evde herkesin iletişim araçlarından uzak, sohbet edebileceği süreler konulabilir ve aileyi ilgilendiren kararlar bu saatlerde paylaşılabilir. Bu sürelere gösterdiğiniz özen aile içi iletişimi de kuvvetlendirecektir.
Çocukların güvenliği için alınacak önlemler zor değil
Sosyal medya, çevrim içi oyunlar ve genel olarak tüm internet ortamı tıpkı fiziki hayatlarımızda olduğu gibi bir takım tehditler barındırmaktadır. Dolayısıyla ebeveynler internet ortamında da çocuklarını korumak için bazı kurallar koymalıdır. Aileler bu kuralları titizlikle uygulayarak sanal dünyanın tehditlerini minimuma indirebilir, internetten eğlenceli ve öğretici bir iletişim aracı olarak yararlanabilirler. Ailelerin çocuklarına güvenli internet ortamı sağlayabilmeleri için alınabilecek başlıca önlemler şunlardır:
Bilgisayar ve oyun aygıtlarını oturma odası gibi merkezi bir konuma yerleştirin. Yaş büyüdükçe kendi odasında olmasına izin verilebilir. Çevrim içi hangi oyunları oynadığını ve hangi sohbet odalarını ziyaret ettiğini takip edin. Çocuklarınızın öğretmen olmasına izin verin. Çocuklarınız en yeni siteler ve en son çevrim içi trendleri size öğretebilir ve bu iletişim takibiniz dışında süreçten birlikte keyif almanızı sağlar. Tahmin edilmesi zor şifreler seçmelerini sağlayın. Şifrelerini bilin ve aile rehberinize kaydedin. Şifrelerini arkadaşlarıyla ve yabancılarla paylaşmamaları gerektiğini söyleyin. Uygun olmayan fotoğraflarını ve özel hayatları konusunda detayları paylaşmamalarını sebepleri ile anlatın. Aile güvenliği yazılımları kullanın. Arkadaşlarının dışında herhangi biriyle oyun oynamaya hazır mı? Çocuğunuzun yaşına ve olgunluğuna göre kurallarınızı güncelleyin. Çocuklara gerçek adını, e-postasını, ev adresini, yaşını, cinsiyetini, kendisinin ya da ailesinin fotoğraflarını yabancılara açık paylaşmaması gerektiğini sıklıkla hatırlatın. Yüz yüze iletişim ortamlarındaki güvenlik ve nezaket kurallarının dijital dünyadaki iletişim ortamlarında da geçerli olduğunu anlatın.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)