2024 yılı, ABD’de Donald Trump’ın yeniden seçilmesi ve Avrupa seçimlerinde sağcı ve aşırı sağcı partilerin güçlenmesiyle dünya genelinde seçimlerin damgasını vurduğu bir yıl odu.
2025 yılında yapılması planlanan seçimlerin de Avrupa Birliği’ni sarsması muhtemel görülüyor.
Almanya: Avrupa siyaset oyununa geri mi dönüyor?
Federal Meclis’in 16 Aralık’ta Şansölye Olaf Scholz’a güvensizlik oyu vermesinin ardından 23 Şubat’ta erken seçim yapılması planlanıyor.
Yıldırım seçim kampanyasına 20 Aralık’ta Magdeburg Noel pazarına Suudî Arabistanlı bir doktor tarafından düzenlenen kanlı saldırı damgasını vurdu.
İçişleri Bakanı Nancy Faeser’e göre, saldırgan İslam düşmanı görüşleri ve Almanya için Alternatif (AfD) partisine verdiği destekle tanınıyordu.
AfD, halihazırda yüzde 20,50 oy oranıyla, Sosyal Demokrat Şansölye Olaf Scholz’un koalisyonunun çökmesinden yararlanan CDU/CSU’nun (yüzde 31) ardından ikinci sırada yer alıyor. Birlik partilerinin Başbakan adayı olan Friedrich Merz’in liderliğindeki CDU, Angela Merkel dönemine kıyasla ekonomik açıdan daha liberal ve özellikle göç konusunda daha muhafazakâr bir politika hedefliyor.
Helmut Kohl döneminde hızla yükselen Friedrich Merz, daha entegre bir Avrupa’dan yana; Fransa ve Polonya ile ilişkileri canlandırmak istiyor, Avrupa’nın ABD’ye aşırı bağımlılığını eleştiriyor ve Ukrayna’ya Taurus seyir füzeleri gönderilmesini savunuyor. Romanya: Dış müdahaleler ve gergin bir cumhurbaşkanlığı yarışı
Anayasa Mahkemesinin ilk tur oylamayı iptal etmesinin ardından Romanya’da 2025 yılında yeni Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılacak.
Mahkemenin kararı, aşırı sağcı, Rusya yanlısı aday Calin Georgescu ve merkezci, AB yanlısı aday Elena Lasconi’nin ikinci tura yükseldiği seçimlere dış müdahale olduğu yönündeki endişelerin ardından geldi.
Özellikle Calin Georgescu’nun TikTok gibi sosyal medya platformlarında aldığı iddia edilen yapay destek ve adayın kamuoyu tarafından nispeten tanınmadığı bir dönemde beklenmedik yükselişine yardımcı olması gibi, Rusya’nın seçimlere müdahale ettiğine ilişkin kanıtlar da ortaya çıktı.
Bu arada, iptal edilmeyen Parlamento seçimlerini Sosyal Demokratlar kazandı.
Dolayısıyla yeni bir Cumhurbaşkanlığı seçiminin 2025 yılının ilk yarısında yapılması gerekiyor. Avrupa Birliği Komisyonu tarafından Dijital Hizmetler Yasası kapsamında TikTok’a karşı başlatılan resmî işlemler, platformun algoritmalarının seçimler sırasında nasıl çalıştığının daha iyi anlaşılmasını da sağlayacak. Polonya: Donald Tusk için bir sınav
Polonya’da mayıs ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Aralık 2023’ten bu yana iktidarda olan ve sol ve merkez sağ partileri bir araya getiren Donald Tusk liderliğindeki hükümetin lehinde ya da aleyhinde bir referandum olarak şekilleniyor.
Başbakan Tusk, (Sivil Platform) günlük yönetim üzerinde önemli bir etkiye sahip olsa da, Cumhurbaşkanı hâlâ çok önemli bir rol oynuyor. Tusk’ın dönüşünden önce sekiz yıl boyunca bu görevi yürüten muhalefetteki Hukuk ve Adalet Partisi’nden (PiS) mevcut Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, hükümetin birçok politikasını engellemek için veto yetkisini kullanıyor.
Başkanlık yarışı, halihazırda iki ana partinin adayları arasında bir hesaplaşmaya dönüşmüş durumda!
Sivil Platform (PO) adına Varşova Belediye Başkanı olan Rafał Trzaskowski ve PiS’i temsil edecek olan tarihçi Karol Nawrocki yarışacak. Yarış yakın olsa da kamuoyu yoklamaları Sivil Platform’un galip gelebileceğini gösteriyor. İtalya: Yerel seçimler kartları yeniden karacak
İtalya’da bu yıl bir başka büyük seçim sınavı daha bekleniyor. Muhafazakâr Başbakan Giorgia Meloni, eylül ayında, Puglia, Campania, Marche, Toscana, Valle d’Aosta ve Veneto’da yerel seçimlere hazırlanıyor.
Bu seçimler, en azından İtalyan standartlarına göre nispeten istikrarlı olan Meloni hükümeti hakkında İtalyan kamuoyunun görüşünü ortaya koyacak. Koalisyon partileri, kasım ayında, Emilia-Romagna ve Umbria’daki bölgesel seçimlerde merkez sol koalisyon karşısında yenilgiye uğramış ve Başbakan için bir gerileme olmuştu.
Veneto bölgesi, büyük nüfusu ve iktidar koalisyonunun önemli bir oyuncusu olan popülist Lig’in uzun hükümet geçmişi göz önüne alındığında özellikle dikkat çekecektir.
Puglia’da, Çevre Komitesi Başkanı ve Demokrat Parti üyesi AP Milletvekili Antonio Decaro vali adayı olabilir. Çek Cumhuriyeti: Orta Avrupa’da güçlü bir Avrupaofobik eksen riski
Çek Cumhuriyetinde genel seçimler ekim ayında yapılacak. Son anketler ANO’nun önde olduğunu gösteriyor. Bu parti, Avrupa Parlamentosu’nda aşırı sağcı Les Patriotes (Yurtseverler) grubuyla birlikte yer alıyor.
Popülist Andrej Babis liderliğindeki ANO, hâlihazırda yüzde 34,5’ini oy potansiyeline sahip görünüyor. Parti, muhafazakâr Başbakan Petr Fiala liderliğindeki yüzde 13,7 oy oranına sahip olan Sivil Demokrat Parti’nin (ODS) ve yüzde 11 ile merkez sağ STAN partisinin önünde yer alıyor.
Babis’in zaferi, Orta Avrupa’da Macaristan’ın Victor Orban’ı ve Slovakya’nın Robert Fico’sunu da içeren sağcı Avrupa Birliği karşıtı ekseni güçlendirecek.
Eski Çek Başbakanı ve milyarder Babis, “Çek Trump” olarak adlandırılıyor. Elit ve göçmen karşıtı olan Fico, Avrupa Birliği’nin daha fazla entegrasyonuna da karşı ve Rusya’ya karşı kayıtsız. Pek çok kişi, Babis’in iktidara dönmesi halinde Çek Cumhuriyetinde demokrasiye yönelik saldırılardan korkuyor. Hırvatistan: “milliyetçi” bir liderin yeniden seçilmesi
Hırvatlar da, 12 Ocak’ta, ikinci turda Devlet Başkanını seçecek. Mevcut Devlet Başkanı Zoran Milanovic, bağımsız olarak yeniden seçime giriyor, ancak Sosyal Demokrat Parti (SDP) liderliğindeki bir koalisyon tarafından destekleniyor.
Zoran Milanoviç, nisan ayında yapılan Parlamento seçimlerinde Zagreb’de SDP listesinden aday olmaya karar verdiğinde herkesi şaşırtmıştı. Adaylığı Anayasa Mahkemesi tarafından reddedildi.
Cumhurbaşkanı, kendisini “milliyetçi” olarak tanımlıyor. Hükümetin Ukrayna’ya verdiği desteğe ve Hırvat askerlerinin NATO öncülüğündeki Ukraynalı askerleri eğitme misyonuna katılmasına karşı çıkıyor.
Anketlerde yüzde 37,4 ile Avrupa Parlamentosu’nda Avrupa Halk Partisi (EPP) ile birlikte yer alan Başbakan’ın partisi Hırvat Demokratik Birliği (HDZ) tarafından desteklenen ve Hırvatistan’ın Batılı müttefikleriyle bağlarını güçlendirmeyi savunan aday Andrej Plenkovic’in (yüzde 20,8) önünde yer alıyor. Birleşik Krallık: İşçi Partisi’nin zaferi kalıcı destek anlamına mı geliyor?
1 Mayıs’ta, Birleşik Krallık’ta, İşçi Partisinin yeniden iktidara geldiği ve Keir Starmer’ın Başbakan olduğu geçen Temmuz ayındaki genel seçimlerden bu yana ilk seçimler yapılacak.
İngiltere’deki il meclisleri için yapılacak bu oylama, İşçi Partisi için önemli bir sınav olacak çünkü geçen yıl elde ettiği zaferin partiye yönelik desteğin sürekliliğinin başlangıcı olup olmadığını ortaya koyacak.
Sky News’e göre, anketler İşçi Partisi ve Muhafazakârların halen yüzde 20’lerde başa baş gittiğini gösteriyor ki bu her iki parti için de tarihsel olarak düşük bir destek seviyesi anlamına geliyor.
Nigel Farage’ın popülist Reform UK’si ise sadece beş puan geride. Reform UK, halihazırda hiçbir yerel meclis koltuğuna sahip değil! Belarus: Başkanlık seçimi ve susturulmuş bir muhalefet
Belarus’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi 26 Ocak’ta yapılacak. Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko’nun rejimi tüm muhalefeti susturduğu için çok az değişiklik bekleniyor.
Belarus haber ajansı Belta, kasım ayında, 30 yıldır iktidarda olan diktatör Lukaşenko’nun 2020’dekine benzer gösterilerin patlak vermesi halinde kampanya sırasında internet erişimini tamamen kesebileceği uyarısında bulundu.
2020 Başkanlık seçimlerine yaygın seçim hileleri, muhalefete yönelik şiddetli baskılar ve sonuçlara itiraz eden göstericilerin acımasızca bastırılması damgasını vurmuştu. Lukaşenko oyların yüzde 80’ini alarak seçimi kazandı, ancak yeniden seçilmesi Avrupa Birliği ve sonucu tanımayı reddeden diğer ülkeler tarafından geniş çapta kınandı. Belarus insan hakları örgütü Viasna, O tarihten bu yana 50 binden fazla kişinin siyasî nedenlerle tutuklandığını bildirdi. Rusya’da ara seçimler
Rusya’da Eylül ayında yapılacak seçimlerde seçmenler, Parlamento’nun alt kanadındaki boş koltukları doldurmak üzere Devlet Duması için yapılacak ara seçimlerde oy kullanmanın yanı sıra 18 bölgede valileri, 11 bölgede bölgesel Parlamentoları ve çeşitli bölgelerde yerel yönetim temsilcilerini seçecek.
Ancak bu seçimlerin adilliğine ilişkin endişeler gittikçe artıyor. Medya özgürlüğü çok sınırlı kalmaya devam ediyor ve siyasî muhalifler, muhalefet lideri Aleksei Navalni’nin ölümünün de gösterdiği üzere ciddî baskılarla karşılaşmaya devam ediyor. Bu sorunlar bir kez daha seçim sürecinin bütünlüğüne gölge düşürecek. Norveç: AB’nin sağa dönüşü Norveç’e de ulaşacak mı?
Norveç, 8 Eylül’de Parlamentosu Storting’in (169 sandalye) yapısını ve bir sonraki Başbakanın kim olacağını belirleyecek genel seçimlere gidecek. Merkez sol İşçi Partisi lideri Jonas Gahr Store, halihazırda Başbakanlık görevini yürütüyor.
Avrupa genelinde olduğu gibi, son anketler sağ partilere doğru bir kayma olduğunu gösteriyor. Aşırı sağcı İlerleme Partisinin zirveye çıkması bekleniyor ki 2021’de yüzde 10 olan oy oranının seçimlere kadar iki katına olası görülüyor.
Eski Başbakan Erna Solberg liderliğindeki merkez sağ Muhafazakâr Parti ise hemen arkasından geliyor. İrlanda: Higgins sayfasını çevirmek
Henüz resmi bir tarih belirlenmedi ancak İrlandalılar, popüler Michael D. Higgins’in 14 yıllık görev süresini sona erdirecek yeni Cumhurbaşkanını seçmek üzere kasım 2025’te sandık başına gidecek.
Büyük ölçüde törensel olsa da Cumhurbaşkanının rolü, kanun tasarılarını imzalamak ve İrlanda’yı uluslararası sahnede temsil etmek gibi önemli anayasal sorumluluklar içeriyor.
Cumhurbaşkanlığı yarışına resmî olarak hiçbir aday girmemiş olsa da, İrlandalı medya kuruluşu The Journal, potansiyel adaylar hakkında spekülasyonlar yapıyor. Bu isimler arasında Brüksel’den tanıdık simalar da var: eski Avrupa Birliği Komisyonu üyesi Mairead McGuinness ve merkez sağ Fine Gael partisinden eski Avrupa Parlamentosu üyesi Frances Fitzgerald.
İrlanda Parlamentosu’nun üst kanadı Seanad da dolaylı bir süreçle yenilenecek. Kırk dokuz senatör üniversite mezunları tarafından seçilecek, 11’i ise Başbakan ve meslek grupları tarafından atanacak.
Nihai sonuçların 30 Ocak’ta açıklanması bekleniyor. Bu seçimler, alt meclis olan Dail’in 8 Kasım’da feshedilmesini takip ediyor. Gürcistan’da tartışmalı parlamento seçimlerinin ardından yerel seçimler
Gürcistan, Rusya yanlısı olmakla suçlanan Gürcü Rüyası partisinin kazandığı tartışmalı Parlamento seçimlerinden bir yıl sonra ekim ayında seçimlere gidecek. Rusya ve Batı arasında nüfuz mücadelesine sahne olan ülkede Rus birlikleri 2008’den bu yana Gürcistan topraklarının yüzde 20’sini işgal altında tutuyor.
Yeni hükümetin 28 Kasım’da ülkenin AB’ye katılım sürecini 2028’e kadar erteleme kararı, Tiflis ve diğer Gürcü şehirlerinde bir gösteri dalgasını tetikledi. Gürcistan’a Aralık 2023’te AB adayı statüsü verilmiş, ancak süreç ülkedeki demokratik istikrarsızlığı gerekçe gösteren AB tarafından durdurulmuştu.
29 Aralık’ta Avrupa Birliği yanlısı Cumhurbaşkanı Salome Zurabişvili’nin görev süresi sona erdi ve yerine Rusya yanlısı eski futbolcu Miheil Kavelaşvili seçildi. Kavelaşvili 14 Aralık’ta Gürcü Rüyası’nın çoğunlukta olduğu parlamento tarafından muhalefetin boykot ettiği bir oylamayla seçildi.
Avrupa Birliği yanlısı güçler üzerindeki baskı arttıkça göstericiler de yetkililerin sert tepkisiyle karşılaşmak zorunda kaldı. Bu arada Salome Zurabişvili, yeni Cumhurbaşkanını tanımayı ve görevinden istifa etmeyi reddetti. Moldova: Rusya yanlılarının pususu altında yasama seçimleri
Ukrayna’ya tampon bir devlet olan Moldova, dezenformasyon kampanyası yoluyla Rus müdahalesi girişimleriyle karşı karşıya. AB üyeliğine ilişkin 2024 sonbaharında yapılan referandumdan az farkla “evet” oyu çıkarken (yüzde 50,35), Avrupa yanlısı Cumhurbaşkanı Maia Sandu ikinci turda yeniden seçildi.
2025 genel seçimleri için Cumhurbaşkanının partisi işi sıkı tutuyor. Eğer çoğunluğu kazanamazsa, hepsi referandumda “evet” oyunu desteklemeyen diğer siyasî güçlerle mücadele etmek zorunda kalacak. Maia Sandu’ya göre, bu seçimler, Rusya yanlısı siyasî muhalefetin güçlü olduğu Moldova’nın AB üyeliği yolunda “son bir savaş” olacak. Arnavutluk: Aynı iki siyasi parti iktidar için savaşıyor
Arnavutluk’ta Cumhurbaşkanı Bayram Begaj, ana muhalefet partisi Demokratik Parti (PD) tarafından boykot edilen ve Cumhurbaşkanını Sosyalist Parti tarafından önceden belirlenmiş bir tarihî onaylamakla suçlayan referandumun ardından Parlamento seçimlerinin tarihini 11 Mayıs 2025 olarak belirledi.
Başbakan Edi Rama’nın Sosyalist Partisi ve PD’nin bu seçimde kaybedecekleri çok şey var: PD, Sosyalist Partinin üst üste üç dönem görevde kalmasına son vermeye çalışacak. Ülke, birkaç yıldır ciddî bir siyasî krizden geçiyor ve siyasî tartışmalar komünist rejimin mirasçıları DP ve Sosyalistler ile Enver Hoca’nın İşçi Partisi arasında oldukça kutuplaşmış durumda bulunuyor.
Muhalefet, hükümeti muhalif isimleri siyasî nedenlerle hapse göndermekle suçluyor. Bu siyasî çoğulculuk eksikliği, yolsuzlukla mücadeleye karşı ulusal dirençle birleştiğinde, müzakerelerin resmî olarak 2022’de başlayacağı AB katılım müzakerelerini zorlaştırıyor. Kosova: bağımsızlık yanlısı parti çoğunluğunu koruyacak mı?
Kosova’da Başbakan Albin Kurti’nin partisi olan Kendi Kaderini Tayin Hareketi (Vetëvendosje), Şubat 2025’te yapılacak Parlamento seçimlerini yeniden kazanma yolunda ilerliyor.
Muhalefet, 2021’deki ezici çoğunluk zaferinden bu yana Kurti’ye meydan okuyabilecek liderlerden yoksundu.
Şubat seçimlerinden sonra Kurti’nin partisinin çoğunluğu kazanıp kazanamayacağı ya da muhalefet partilerini veya Sırp toplumunun temsilcilerini hükümete dahil etmek zorunda kalıp kalmayacağı merak konusu olacak.
Etnik Sırp partisi Srpska Lista, Kosova’nın 2008 yılında ilan ettiği ve büyük Batılı güçler tarafından desteklenen bağımsızlığını tanımayan Sırbistan ile yakın bağlara sahip.
Seçim komisyonu tarafından yasama seçimlerine katılma hakkı reddedilen Srpska Lista’ya nihayet 25 Aralık’ta bir temyiz organı tarafından seçime katılma hakkı verildi.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)