Ressam, gazeteci ve yazar Fikret Otyam’ın fotoğraf ve film arşivi dijital ortama aktarılıyor.
Fikret Otyam, 19 Aralık 1926 tarihinde dünyaya geldi ve 8 Ağustos 2015 tarihinde sonsuzluğa uğurlandı. Ressam, fotoğraf sanatçısı, gazeteci ve yazar olarak ölümsüz eserler bıraktı.
Otyam’ın gazetecilik yıllarında çektiği ve her biri ülkemizin görsel tarihi için önemli belge niteliğindeki fotoğrafları, Fikret Otyam Vakfı ile Depo Photos’un işbirliğiyle şimdi dijital ortama aktarılıyor. Özel tarayıcı aletlerle sayısal ortama aktarılmaya başlanan görseller arasında Otyam’ın özel anlarını yansıtan çok sayıda kare de yer alıyor. “Objektife gönül gözüyle bakardı”
Fikret Otyam’ın kızı Elvan Baransel, çalışmaya ilişkin şunları söyledi:
“Öncelikle Fikret Otyam Kültür-Sanat Vakfı, kardeşlerim İrep Bilgiç, Döne Otyam ve ailemiz adına, böyle zor bir görevi üstlenerek, arşivi kamuoyuna açma noktasına getiren Depo Photos’a, Abdurrahman Antakyalı’ya, büyük emek harcayan Rahmi Özyazgan’a ve tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.
Babam objektife gönül gözü ile bakardı. Her zaman anlatırdı bu sevdaya nasıl düştüğünü. İlk fotoğraf makinasının Aksaray Halkevlerine zimmetli Forklender olduğunu söylerdi. Daha sonraki makinasının 1950 yılında Roma’dan önü arkası net çeken 6×9 Ferrani olduğunu anlatırdı.
Zamanla birçok makinası oldu. Ama yeni çıkan ve elbette zaman zaman kullanmak zorunda kaldığı akıllı makinalardan hiç hoşlanmazdı.
Arşivinin bir bölümünün 98 yaşında bastığı 19 Aralık’ta gün ışığına çıkmasından büyük mutluluk duyuyoruz.” “Heyecan ve gurur verici”
Depo Photos Genel Yayın Yönetmeni Abdurrahman Antakyalı, çalışmaya ilişkin bilgi verirken şunları söyledi:
“Büyük usta Fikret Otyam ile ilgili bir projede yer almak bizim için heyecan ve gurur verici. Elimize aldığımız her film karesinde, Otyam duyarlılığını ve estetiğini güçlü bir şekilde hissediyoruz.
Yayımlandıkları dönemde büyük ses getiren, bir kuşağın fotoğrafçıları için ilham kaynağı olan ikonik fotoğraflarının yanısıra, daha önce gün yüzüne çıkmamış binlerce kareden oluşan bir arşivin kamuoyuyla buluşturulmasının paydaşı olmanın onurunu yaşıyoruz.” Fikret Otyam hakkında
Asker ve eczacı Vasıf Efendi ile Naciye Hanım’ın çocuğu olarak 19 Aralık 1925 tarihinde Aksaray’da dünyaya geldi. İlk ve orta öğretimini Aksaray, Kayseri ve Ankara’da sürdürdü.
Ortaokulda iken Fransızca öğretmeninin hediye ettiği “Lenduha ayaklı, cama çeken fotoğraf makinesi” ile resim ve fotoğraf tutkusu başladı.
Bir röportajında, “Galatasaray Lisesi’ne hazırlık yapılırken Toprak Mahsulleri Ofisi Müdürü’nün tavsiyesiyle kendimi Kayseri Lisesi’nde yatılı buldum… Resim yapmayı çok seviyordum. Kutu boyalarla kontraplak üstüne resimler. Halkevi’nde sergi de açtım Bir gün belediyenin önünde Nevşehir arabası bekleyen bir çocukla tanıştım. İstanbul’da okuyormuş. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi diye bir okulda resim okuyormuş. Bu çocuk, rahmetle andığım Neşet Günal’dı. Akşam babama ‘nihayet okulumu buldum’ dedim” diye anlatır.
Hocaların hocası Çallı’nın atölyesine gitti, liseden sonra ise İstanbul’da Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Orta Resim Bölümü’nde eğitime başladı. Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde resim öğretimini ünlü ressam Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun atölyesinde aldı.
1950 yılında Bab-ı Ali’ye adım atarak Cihad Baban ve Ziyyad Ebuziya’nın Son Saat gazetesine gidip gelmeye başladı. Gazeteciliğe 1950 yılında Son Saat gazetesinde başladı ve gazetecilik yaşamı boyunca sürdü.
1953 yılında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yüksek Orta Resim Bölümü’nü bitirdi. Falih Rıfkı Atay’ın Dünya Gazetesi’nde Yazı İşleri Müdürü Ali İhsan Göğüş’ün yardımcısı ve yazarı olarak göreve başladı. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’yu gezdi, Cumhuriyet gazetesinden Yaşar Kemal ile röportaja çıktı.
Son Saat’te başladığı başladığı gazeteciliğini Dünya ve Ulus’ta sürdürdü, daha sonra Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.
1979 yılında Antalya’ya yerleşti ve emekli olduktan sonra resme ağırlık verdi, kitaplarının basımı ile uğraşmaya başladı.
Fikret Otyam, bir röportajında, “Halkını babasının eczanesine gelenlerle tanımaya başladığını, dürüstlüğü ve insan sevgisini ise babasından öğrendiğini” söyler.
Resim onun vazgeçilmeziydi. Tuvallerinde de tıpkı fotoğraf ve röportajlarında olduğu gibi Anadolu insanını resmetti. Akademiden, fotoğrafçılıktan, gazetecilikten biriktirdikleri, Anadolu’ya duyduğu aşkla birleşmiş, Fikret Otyam’ın resimlerinde yeni görsel imgelere bürünmüştür. Fotoğrafla yakaladığı ayrıntılar ve ifadeler resimlerinde yine ifadeci bir anlayışla ortaya çıkar.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)