Beşar Esad: Göz doktorluğundan demir yumruklu lidere
Cihatçıları ve isyancıları 27 Kasım’da başlattı yıldırım saldırılar sonunda bu sabah erlen saatlerde kaçtığı bildirilen Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, 21. yüzyılın en acımasız iç savaşlarından birine dönüşen kanlı bir isyanı bastırarak, Suriye’yi neredeyse çeyrek asırdır demir yumrukla yönetti.
Asla en yüksek makamlara gelmeyi hedeflemeyen göz doktoru Beşar Esad, 2000 yılında, babası Hafız Esad’ın ölümü üzerine 34 yaşında devletin zirvesine ulaştı.
Esad, 2011 yılında kendi ülkesinde Arap Baharı ile karşı karşıya kaldı; demokrasi yanlısı gösteriler hızla ve kan dökülerek bastırıldı ve IŞİD de dahil olmak üzere çeşitli cihatçı güçlerin karıştığı bir iç başladı.
Rusya, İran ve Lübnan Hizbullah’ından aldığı büyük destekle iktidarda kalmayı başaran Esad, Alevi olduğu için kendisini Suriyeli azınlıkların koruyucusu ve aşırıcılık ve kaosa karşı tek siper olarak gösterdi.
Görünüşüne büyük özen gösteren Esad, askerî kıyafetler yerine iyi kesimli takım elbiseleri ve sade bir kravatı tercih etti, ancak sakin, neredeyse ürkek görünümünün altında, her ne pahasına olursa olsun iktidarı elinde tutma kararlılığını gösterdi. Kardeşin ölümü
Suriye’de 2011 yılında isyanın başlamasından önce ve sonra Beşar Esad’la birçok kez görüşen bir gazeteci onu “eşsiz ve karmaşık bir kişilik” olarak nitelendirdi.
Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan bu gazeteci, “Onunla her karşılaştığımda, savaşın en kritik ve zor anlarında bile sakindi. Bunlar tam da Suriye’yi 30 yıl boyunca demir yumrukla yöneten babası Hafız Esad’ın özellikleri” dedi.
Aynı gazeteci, Beşar Esad “kendini vazgeçilmez kılmayı başardı. Siyasette kartların nasıl yeniden karılacağını bilmek önemlidir ve o bu oyunda ustalaştı” diye ekledi.
Babası Hafız Esad, Baas partisinin lideri olarak, Suriye’de en ufak bir muhalefetin bile hapse girmeye neden olabileceği katı ve paranoyak bir rejim uygulamıştı.
11 Eylül 1965’te doğan oğlu Beşar’ın kaderinde Devlet Başkanı olmak yoktu, ancak babasının yerine geçecek olan ağabeyi Bassel, 1994’te bir trafik kazasında ölünce hayatı kökten değişti.
Ardından, üç çocuk sahibi olduğu Suriyeli-İngiliz Sünni bir kadın olan eşi Esma ile tanıştığı Londra’daki eğitimini yarıda bırakmak zorunda kaldı. “Çölün Gülü”
Ayaklanmadan önce Vogue dergisi tarafından “Çölün Gülü” olarak adlandırılan Esma, isyandan sonra Marie-Antoinette’e benzetildi.
Beşar Esad, babası 2000 yılında öldüğünde, muhalefet olmaksızın referandumla Devlet Başkanı oldu.
Henüz 34 yaşındayken and içerek göreve başladığında, daha fazla özgürlük isteyen pek çok Suriyeli onu yıllardır süren baskıya son verebilecek ve boğucu devlet kontrolüne sahip bir ülkede daha liberal bir ekonomi getirebilecek bir reformcu olarak gördü.
Beşar Esad, Başkanlığının ilk yıllarında, arabasının direksiyonunda ya da eşiyle birlikte bir restoranda yemek yerken halkın karşısına çıktı. Babasının koyduğu bazı kısıtlamaları gevşetti.
Ancak reformcu imajı, kısa süren “Şam Baharı”nın sonunda aydınların, öğretmenlerin ve reform hareketinin diğer destekçilerinin tutuklanıp hapse atılmasıyla kısa sürede soldu. Uzun süre rahatsız edilmeden
Esad, Arap Baharı, Mart 2011’de Suriye’yi kasıp kavurduğunda, barışçıl gösteriler değişim çağrısında bulundu, ancak aynı zamanda ordunun da komutanı olarak, acımasız bir baskıya öncülük etti ve bunu hızla iç savaş takip etti.
Esad, 500 binden fazla kişinin hayatına mal olan ve nüfusun yarısını yerinden eden savaş sırasında pozisyonunu değiştirmedi ve İran ve Rusya’nın yardımı ve desteğiyle ülkenin üçte ikisini yeniden ele geçirmeyi başardı.
Gözlemciler, ülke içinde “azmi ve sertliği sayesinde karar alma yetkilerini tekeline almayı ve ordunun tam desteğini garanti etmeyi” başardığını söylüyor.
Esad, iç savaşın en yoğun olduğu dönemde bile, “terörist” ve düşman ülkelerin kendisini devirmek için kurduğu bir “komplonun” ürünü olarak suçladığı isyanı bastırma yeteneğinden emin bir şekilde soğukkanlılığını korudu.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevine (OSDH) göre, isyancıların 27 Kasım’da başlattığı ve ordunun neredeyse hiç direniş göstermediği yıldırım taarruzundan on bir gün sonra, çok zayıflamış olan Rus ve İranlı müttefikleri tarafından terk edilmiş bir durumda ülkeden kaçmak zorunda kaldı.
Şam’ın düşüşünün en güçlü sembollerinden biri, Esad hanedanına muhalif binlerce kişinin hapsedildiği, işkence gördüğü ve öldürüldüğü uğursuz Sednaya hapishanesinin kurtarılmasıydı. Suriye bu noktaya nasıl geldi?
2000
Beşar Esad 2000 yılında Suriye’nin beklenmedik cumhurbaşkanı oldu, birçokları onun babasının 30 yıllık demir pençesinden sonra genç bir reformcu olacağını umuyordu.
ITV News’te yer alan haber dosyasına göre, henüz 34 yaşında olan Batı eğitimli göz doktoru, nazik bir tavırla teknoloji meraklısı bir bilgisayar hayranı gibi görünüyordu.
Aslında Beşar’ın en büyük kardeşi Basil babasının halefi olmaya hazırlanıyordu, ancak 1994 yılında Basil Şam’da geçirdiği bir trafik kazasında hayatını kaybetti.
Beşar, Londra’daki göz doktorluğu muayenehanesinden evine getirilmiş, askeri eğitimden geçirilmiş ve sonunda başkanlığı devralmasına izin verecek referansları oluşturmak için albay rütbesine yükseltilmişti.
2005
Devlet Başkanı Beşar Esad, eski Başbakan Refik Hariri’nin öldürülmesinin ardından Suriye’nin komşu Lübnan üzerindeki onlarca yıllık kontrolünü kaybetmesiyle ağır bir darbe aldı.
Birçok Lübnanlı Şam’ı olayın arkasında olmakla suçlarken, Suriye askerlerini ülkeden çekmek zorunda kaldı ve Amerikan yanlısı bir hükümet iktidara geldi.
Aynı zamanda Arap dünyası da iki kampa bölündü: Biri ABD müttefiki, Suudi Arabistan ve Mısır gibi Sünni liderliğindeki ülkeler, diğeri ise Hizbullah ve Filistinli militanlarla bağları olan Suriye ve Şii liderliğindeki İran.
2010
Arap Baharı olarak bilinen bir dizi hükümet karşıtı protesto 2010 yılında başladı ve 2012 yılına kadar devam etti. Sonraki iki yıl içinde etkilenen ülkeler arasında Tunus, Suriye, Libya, Mısır, Yemen ve Bahreyn yer aldı.
2011
Tunus ve Mısır’da protestolar patlak verip sonunda yöneticileri devirdiğinde Esad, rejiminin halkıyla daha uyumlu olduğu konusunda ısrar ederek aynı şeyin ülkesinde gerçekleşme olasılığını reddetti.
Hükümet, vatandaşları yatıştırmak için devlet çalışanlarının maaşlarına derhal zam yapılması da dahil olmak üzere hızla tedbirler açıkladı.
Arap Baharı dalgasının Suriye’ye ulaşmasının ardından Esad’ın güvenlik güçleri acımasız bir baskı uygularken, Esad bir halk isyanıyla karşı karşıya olduğunu sürekli olarak reddetti.
Bunun yerine rejimini istikrarsızlaştırmaya çalışan “dış destekli teröristleri” suçladı.
Ayaklanma düpedüz bir iç savaşa dönüşürken, müttefikleri İran ve Rusya’nın da desteğiyle ordusunu muhaliflerin elindeki şehirleri bombalamak üzere serbest bıraktı.
2012
Cenevre’de bir araya gelen dünya güçleri siyasi geçiş sürecine ihtiyaç duyulduğu konusunda hemfikirdi ancak bunun nasıl yapılacağı konusunda görüş ayrılıkları vardı.
BM Genel Kurulu, Arap Birliği’nin Esad’ın görevi bırakmasını öngören planını onaylayan bağlayıcı olmayan bir kararı kabul etti ancak Esad bunu reddetti.
ABD kimyasal silah kullanımının bir müdahaleye yol açacağı uyarısında bulundu.
El Kaide’nin Suriye’deki yeni kolu Nusra Cephesi tarafından Şam’da ilk bombalı saldırı düzenlendi.
2013
Lübnan Hizbullah’ı, isyancıların güçlendiği Batı Suriye’deki Kusayr’da Esad’ın zafer kazanmasına yardımcı oldu.
Şam yakınlarında çok sayıda sivilin ölümüne neden olan bir gaz saldırısı, Washington’dan daha önce böyle bir olayın müdahaleye yol açacağı yönündeki yorumlara rağmen, ABD ordusunun müdahalesi yaşanmadı.
2014
IŞİD grubu, Suriye ve Irak’taki diğer pek çok toprak parçasının yanı sıra kuzeydoğudaki Rakka’yı da aniden ele geçirdi.
Humus’un Eski Şehrindeki isyancılar teslim oldu ve bir dış banliyöye taşınmayı kabul etti. Bu, büyük bir kentsel alanda aldıkları ilk büyük yenilgi olarak değerlendirildi.
Bu arada BM’nin aracılık ettiği barış görüşmelerinde de ilerleme sağlanamadı.
2015
Daha iyi işbirliği ve yurtdışından daha fazla silah tedariki sayesinde isyancı gruplar daha fazla zemin kazandı.
Rusya da Esad’ın yanında yer alarak savaşa katıldı ve yıllar sonra çatışmayı isyancıların aleyhine çeviren hava saldırıları düzenledi.
Humus şehri de hükümetin kontrolüne geçti.
2016
Türkiye, 2016 yılında, PKK’nın Suriye’deki yapılanması PYD’nin ilerleyişi karşısında harekete geçti ve müttefik isyancılara destek verdi.
Suriye ordusu ve müttefikleri Halep’te isyancıları yenilgiye uğrattı ve o dönemde bu Esad’ın ülkesindeki savaşta kazandığı en büyük zafer olarak görülüyordu.
El Nusra Cephesi de El Kaide’den ayrıldı ve kendisini ılımlı bir şekilde sunmaya çalıştı.
Örgüt bir dizi yeni isim benimsedi ve en sonunda şu anda bilinen adıyla Heyet Tahrir el-Şam’da (HTŞ) karar kıldı.
2017
İsrail, İran ve müttefiklerinin artan gücünü kırmak amacıyla Suriye’de Hizbullah’a yönelik hava saldırılarını kabul etti.
ABD destekli, PYD güçleri IŞİD’i Rakka’da yenilgiye uğrattı. Bu taarruz ve Suriye ordusunun rakip taarruzu cihatçı grubu neredeyse tüm topraklarından söküp attı. ABD, Suriye Demokrat Güçleri adı altında yapılandırdığı ve ağırlıklı olarak PKK/PYD unsurlarından oluşan güçlere desteğini sürdürdü.
Başkan Donald Trump, Suriye hükümet uçaklarının isyancıların elindeki bir kasabaya kimyasal silah saldırısı düzenlemeye çalıştığı iddiasının ardından bir hava üssüne füze saldırısı emri verdi.
2019
IŞİD, 2019 yılında Suriye’deki son toprak parçasını da kaybetti.
ABD binlerce askerini ülkeden çekmeyi tercih etti ancak PYD ağırlıklı müttefiklerine yönelik saldırıları önlemek için bir kısmını yerinde tuttu.
2020
2020 yılında Rusya ve Türkiye’nin aracılık ettiği ateşkes çatışmaların şiddetini azalttı.
Esad, Suriye’deki çoğu bölgeyi ve tüm ana şehirleri elinde tutarken, isyancılar kuzeybatıyı tutmaya devam etti.
Güneyde de Suriyeliler arasında artan ekonomik sıkıntılar nedeniyle protestolar vardı.
2022
Şubat 2022’de Rusya Ukrayna’ya yönelik geniş çaplı işgalini başlattı, yani Esad’ın müttefiki kendi çatışmasıyla meşguldü.
Haziran ayında Birleşmiş Milletler, Suriye’deki çatışmalar sırasında ölen sivillerin sayısına ilişkin yeni tahminler yayınladı.
Mart 2011’den Mart 2021’e kadar ölü sayısının 306 bin 887 olduğu tahmin ediliyor.
2023
Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e saldırması, İsrail ile Lübnan’daki Hizbullah arasında çatışmaları tetikledi ve örgütün Suriye’deki varlığını azalttı.
2024
İsyancılar Halep’e yeni bir saldırı başlattı ve Kasım ayı sonunda şehrin havaalanının kontrolünü ele geçirdi. Kentin sınırları 2016’dan bu yana ilk kez aşılmış oldu.
Ülkenin devlet haber ajansı tarafından yayınlanan bir videoda Esad, Suriye’nin “teröristlere ve destekçilerine karşı istikrarını ve toprak bütünlüğünü savunmaya” devam edeceğini söyledi.
Başkanın müttefikleri olan Rusya ve Hizbullah’ın başka yerlere odaklanmasıyla ordusu hızla çöktü.
Halep’in düşmesinden sekiz gün sonra isyancılar Hama ve Dera da dahil olmak üzere büyük şehirlerin çoğunu ele geçirdi ve Şam’a girdiler.
8 Aralık’ta devlet televizyonu, bir grup adamın Devlet Başkanı Beşar Esad’ın devrildiğini ve tüm mahkumların serbest bırakıldığını söylediği bir video açıklaması yayınladı.
Şam’ın merkezi meydanlarında toplanan Suriyeli kalabalıklar Esad karşıtı sloganlar atarak ve kornalar çalarak kutlama yaparken, Devlet Başkanı’nın istifa ederek ülkeden ayrıldığı belirtiliyor.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)