64’ü aşkın ülke ve 487 kurumdan bine yakın bilim insanının katıldığı kongrede, dünyanın dört bir yanından arkeologlar, tarihçiler ve bilim insanları bir araya geldi. Katılımcılar, Neolitik döneme dair araştırmalarını ve bulgularını
paylaşacak, böylece tarihin yeniden yazılmasına katkı sağlayacak.
Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının desteklediği, İstanbul Üniversitesi ve Harran Üniversitesi işbirliğiyle Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin destekleri ile birincisi düzenlenen Dünya Neolitik Kongresi’nin açılış oturumu, Osmanbey Yerleşkesinde gerçekleştirildi.
BAŞKAN GÜLPINAR, “ŞANLIURFA BİR AÇIK HAVA MÜZESİDİR”
Şanlıurfa’nın yapılan arkeolojik kazılarla tarihin yeniden yazılmasına vesile olan, sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginlikleriyle adeta bir “Açık Hava Müzesi” olduğunun altını çizen Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar, “ Şanlıurfa, tarih boyunca birçok medeniyeti bağrında yaşatmış, zenginliğini farklı kültürlerden beslenerek kazanmış bir mozaik şehirdir” ifadelerine yer verdi.
Dünya’da ilk kez düzenlenen Neolitik kongresinde Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Kasım Gülpınar da İngilizce yaptığı konuşmada kongrenin Şanlıurfa’da yapılmasından dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirerek ‘“Son yıllarda dünya üzerinde yıldızı en çok parlayan ve en çok tanınan şehir Şanlıurfa’dır Bu zengin mirasa karşı büyük bir sorumluluğumuz var. Burada, Şanlıurfa’nın kadim tarihini konuşacak olan aydınlar ve bilim insanları, inanıyorum ki hepimiz için yol gösterici meşaleler yakacaklardır.” Diye konuştu.
BAŞKAN GÜLPINAR, “ŞANLIURFA FARKLI KÜLTÜRLERİN HARMANLANDIĞI MOZAİK BİR ŞEHİRDİR”
Kongrenin Şanlıurfa’da yapılması, tarihin en eski izlerini taşıyan bu topraklarda Neolitik Çağ’ın aydınlanmasını konuşmak ve tartışmak için büyük bir anlam taşıdığını ifade eden Başkan Mehmet Kasım Gülpınar, “Şanlıurfa yapılan arkeolojik kazılarla tarihin yeniden yazılmasına vesile olan, sahip olduğu tarihi ve kültürel zenginlikleriyle adeta bir “Açık Hava Müzesi” olarak anılan, tarih boyunca birçok medeniyeti bağrında yaşatmış, zenginliğini farklı kültürlerden beslenerek kazanmış bir mozaik şehirdir.” Dedi.
Başkan Gülpınar konuşmasını şu sözlerle sürdürdü; “Şanlıurfa, öyle bir şehir ki, neresine el atarsanız, oradan mazi fışkırıyor, tarih akıyor. Dünyanın en büyük doğal akvaryumu olan Halil-Ür Rahman Gölü, mucizeler sahibi Hz. İbrahim’in mekânı ve sabrı zirvesi Hz. Eyyüp Peygamber’in Çilegahı, 12 bin yıllık geçmişiyle tarihin yeniden yazılmasına vesile olan Göbeklitepe, son arkeolojik çalışmalarıyla dünyayı heyecanlandıran Karahantepe, dünyanın ilk İslam üniversitesi olarak kabul edilen Harran Harabeleri, Soğmatar, Şuayip Şehri Ve Bazda Mağaraları, dünyanın en büyük nekropol alanı olarak bilinen Tarihi Kızılkoyun Mağaraları, Haleplibahçe’de ortaya çıkarılan Amazon Kraliçeleri Mozaiği, Neolitik döneme ait olduğu tespit edilen dünyanın en eski heykeli Balıklıgöl Heykeli, Urfa’nın dünyaya sunduğu eşsiz değerlerdir. Şanlıurfa, dünya coğrafyasında kuruluş tarihi kesin olarak belirlenemeyen nadir şehirlerden biridir. Her arkeolojik kazı, Göbeklitepe ve Karahantepe gibi bulgularla tarihi biraz daha geriye götürmekte ve dünya tarihini yeniden yazdırmaktadır. Bu keşifler, zamanla Şanlıurfa’nın tarihini daha da derinleştirmekte ve bu toprakları “Dünyada en çok arkeolojik kazı yapılması gereken yer” konumunda tutmaktadır. Şanlıurfa, dünya arkeolojisi içinde bu özel yerini hala korumaktadır. Burada, Şanlıurfa’nın kadim tarihini konuşacak olan aydınlar ve bilim insanları, inanıyorum ki hepimiz için yol gösterici meşaleler yakacaklardır. Kongrede ortaya çıkacak fikirlerin, kadim şehrimiz için önemli birer referans olacağına inanıyorum. Bu güzel programın gerçekleşmesinde emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.” İfadelerini kullandı.
Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Tahir Güllüoğlu ise kentin tarihi geçmişiyle gurur duyduklarını ifade etti.
Taş Tepeler Projesi ile kentte eş zamanlı birçok noktada kazı yapıldığını anlatan Güllüoğlu, “Kazılarımızı birçok üniversiteyle işbirliğiyle gerçekleştiriyoruz. Özellikle İstanbul Üniversitesi çok sayıda çalışmamıza akademik olarak destek oldu. Bu kongrenin dünyadaki neolitik dönem araştırmalarına önemli katkı sunacağına inanıyoruz.” diye konuştu.
Türkiye Bilimler Akademisi Üyesi 81 yaşındaki Prof. Dr. Mehmet Özdoğan da Türkiye genelinde neolitik döneme ilişkin yürüttüğü kazı çalışmalarının detayını anlattı.
Kongre, 4 – 8 Kasım tarihleri arasında farklı oturumlarla devam edecek.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)