Pakistan: İmran Han güven oylamasını kaybetti
Pakistan’da, muhalefetin verdiği güvensizlik önergesi kabul edilmesiyle İmran Han’ın başbakanlığı sona erdi.
Parlamentodaki oylama, başkent İslamabad’daki kaotik bir siyasi çekişme gününün ardından yerel zamanla Cumartesi gece yarısından hemen önce başladı.
Oylama öncesinde, iki siyasi grup bir arasındaki çekişme tam bir çıkmaza girerken, ülkenin güçlü ordu şefi Han ile bir araya geldi.
Yüksek mahkeme de parlamentonun yargının aldığı kararı yerine getirmesi gerektiği mesajını verdi. Güvenlik birimleri parlamentonun dışında önlem aldı.
Yerel saatle 23:45’te, güven oylamasını protesto etmek için, İmran Han’ın siyasi koalisyonundaki milletvekilleri Ulusal Meclis salonunu bastı. Muhalefete mensup milletvekilleri daha sonra güven oylamasına geçti.
Yapılan oylamada, Başbakan İmran Han’ın görevden alınması anlamına gelen güvensizlik önergesi, gerekli salt çoğunluğun iki fazlası olan 174 oyla kabul edildi.
Birçok Pakistanlı politikacı, Han’ın muhtemelen Ekim ayında yapılacak yeni seçimlerde yeniden aday olmasını bekliyor.
Güven oylamasıyla giden ilk başbakan
Han defalarca muhalefetin kendisine karşı hamlelerinin, kendisini iktidardan düşürmeye yönelik ABD destekli bir komplonun parçası olduğunu öne sürdü ve destekçilerini Pazar günü protesto etmeye çağırdı.
Han, Cuma gecesi televizyonda yayınlanan bir konuşmasında, “Geleceğiniz tehlikede ülkemizin egemenliğini korumak için tavır almazsanız, boyun eğmeye devam edeceğiz” dedi ve Pakistan’ı kurtarmak için milletin birlikte ayağa kalkması gerektiğini söyledi.
Pakistan’ın dış politikasında ülkeyi ABD’den uzaklaştıran yeni bir dönemi yöneten, eski uluslararası kriket yıldızı ve politikacı olan Imran Han, parlamentodaki güven oylamasını kaybettikten sonra Pazar günü erken saatlerde başbakanlıktan koltuğunu yitirdi.
Yükselen enflasyon ve Han’ın hükümeti ile ordu arasındaki bir çatlağın ortasında gelen oylama, ülkeyi haftalarca içine alan siyasi bir krizi kapattı. Pakistan, önümüzdeki aylarda erken seçim dönemine girerken kargaşa içinde olmaya devam ediyor. Son kriz, ülkenin zaten kutuplaşmış siyasi iklimini artırdı ve sivil kurumlar ile ülkenin güçlü askeri kuruluşu arasındaki gerilimi artırdı.
Dünyanın en büyük ikinci Müslüman nüfusuna sahip nükleer silahlı bir ülke olan Pakistan, 75 yıl önceki kuruluşundan bu yana istikrarsızlık ve askeri darbelerle mücadele ediyor. Pakistan’da hiçbir başbakan beş yıllık görev süresini tamamlamamış olsa da, güven oylamasında görevden alınan ilk kişi İmran Han oldu.
“Yeni bir Pakistan” sözü vermişti
Eski bir kriket oyuncusu olan 69 yaşındaki İmran Han, atletik yıldızlığını popülist bir siyasi kariyere dönüştürdü, ülkeyi yaygın yolsuzluktan kurtarmaya, sıçrayan ekonomiyi tekrar rayına oturtmaya ve İslamcı bir refah devleti olarak tanımladığı “yeni bir Pakistan” inşa etmeye söz verdi.
Ancak devasa devlet borcu ve üç yıl boyunca çift haneli enflasyon da dahil olmak üzere ekonomik gerçekler, planlarını engelledi ve popülaritesini baltaladı. Yolsuzlukla mücadele, söylemesi yapmaktan daha kolay oldu. Batı’dan uzaklaşıp Çin ve Rusya’ya yakınlaşması kutuplaştırıcıydı.
Ve belki de en önemlisi, ülkenin güçlü ordusunun liderliği konusundaki bir anlaşmazlıkta desteğini kaybetmiş görünüyordu. Bu, muhalefet partilerinden oluşan bir koalisyonun geçen ay gensoru önergesi vermesinin önünü açtı. Ancak, Han ve müttefikleri, oylamayı engelledi ve bir başka hamleyle de 3 Nisan’da gerçekleşen bir hamleyle de parlamentoyu fesih kararı aldırdılar.
Yüksek mahkeme, Perşembe günü Han’ın hareketinin “anayasayı ihlal ettiğini ilan etti ve oylamanın Cumartesi günü yapılmasına” karar verdi. Bu, onun yıllardır sürdürdüğü “siyasi boyun eğmezlik” imajının da yara alması anlamına geliyordu. Ancak Han hiçbir geri adım atma belirtisi göstermedi ve çoğu analist onun bir sonraki seçimlerde aday olmasını bekliyor.
New York Times’a konuşan Londra SOAS Üniversitesi’nden Ayişa Sıddıki, “İmran’ın Pakistan siyasetinin dışında olduğunu düşünmüyorum. Zaten daha iyi bir konumda. Dikkatleri enflasyondan, ekonomiden bu yabancı komplo meselesine çevirdi ve bu onun işine geliyor” dedi. Bu, Han’ın yürüteceği seçim kampanyasına ilişkin ipuçlarını da beraberinde getiriyor.
Başarılı bir spor hayatı
Lahor’da varlıklı bir ailede dünyaya gelen İmran Han, ilk olarak 1970’lerin sonlarında uluslararası bir kriket yıldızı olarak öne çıktı ve eski Britanya İmparatorluğu’ndan kriketçilerin eski sömürgecilerini düzenli olarak yenmeye başladığı bir zamanda sporun yüzü oldu. Han, Pakistan’ın 1992’de Kriket Dünya Kupası’nı kazanmasındaki yıldız sporculardan biriydi. Bu kupa ülkenin en büyük spor başarısı oldu.
Kriket sahasındaki başarısı ve üst sınıf yetiştirilmesi ona ayrıcalıklı ve çekici bir hayat verdi. Han, 1980’ler boyunca, Londra’nın moda kalabalığının düzenli bir parçasıydı ve bir playboy olarak ün kazandı.
1996’da siyasete döndü, kendi partisi Pakistan Tehreek-e-Insaf’ı kurdu, kendisini bir reformcu olarak tanıttı ve Pakistan’ın yerleşik siyasi hanedanlarına bir alternatif vaat etti.
Kitlesel popülaritesine ve çekiciliğine rağmen, on yıldan fazla bir süredir siyasi ilerlemeler yapmak için mücadele etti. Siyasi hırsları ve cömert yaşam tarzı ile kendisini fakirlerle özdeşleştiren ve İngilizce konuşan akranlarını reddeden dindar bir Müslüman olarak yeniden markalaştırma çabaları arasındaki bariz çelişkiler nedeniyle alay edildi.
Ancak 2011 yılına gelindiğinde, Han siyasi zeminini bulmuş görünüyordu. Mitingleri, sistemden hoşnutsuz hisseden ve popülist, yolsuzlukla mücadele mesajı ve ABD’ye yönelik eleştirisinden güç alan şehirli orta sınıftan ve eğitimli gençlerden yüz binlerce Pakistanlıyı çekmeye başladı.
2018’de başbakan seçildi. Rakiplerinin çoğu, bu zaferin orduyla yapılan gizli anlaşmalar sonucu geldiğini öne sürdü. Han da ordu da bu iddiaları şiddetle reddetti.
“Tutarsız ve çelişkili politika” eleştirisi
Siyasi yorumcuların çoğu “tutarsız, çoğu zaman çelişkili politikaları desteklediğini, aşırı vaatlerde bulunduğunu” söyledi: “Düzensiz, serbest piyasa ekonomisini ve aynı zamanda bir refah devletini destekledi. İslami militanlara açıkça karşı çıktı, ancak hükümeti ve askeri kuruluşu, kuzeybatı Pakistan’da Taliban için güvenli bir sığınak sağladı.”
Ekonomiyi istikrara kavuşturmak için umutsuz bir girişimde, 2019’da 6 milyar dolarlık bir kurtarma paketi için IMF’nin kapısını çaldı. Bu, birçok kişinin seçim vaatlerine asla dış kredi ve yardım almama sözüne ihanet etmek olarak gördüğü bir hamleydi.
Liderliğine yönelik eleştiriler arttıkça, Han hükümeti muhalefete karşı artan bir baskıyla karşılık verdi. Muhalefet partileri, onun yolsuzlukla mücadele çabasını tek taraflı olarak eleştirdi ve onu muhaliflerinin intikamını almakla suçlarken, kabine üyeleri ve yakın arkadaşlarının etrafında dönen suçlamalara göz yummakla suçladı. Yine de seleflerinin çoğunun aksine, kendisi yolsuzlukla suçlanmadı.
İnsan hakları grupları, hükümetini özellikle medyayı çökertmekle eleştirdi. Han’ğ eleştirdiği bilinen, önde gele birkaç gazeteci işini kaybetti. İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne göre diğerleri organize sosyal medya kampanyalarında sindirildi, gözaltına alındı ve tehdit edildi.
Yine de destekçileri, hükümet sübvansiyonları dağıtmayı, yoksullar için barınaklar ve aşevleri inşa etmeyi ve düşük ve orta gelirli hanelere sağlık hizmeti sağlamayı içeren sicilini savundu.
Görev süresi boyunca Pakistan, koronavirüs salgınını nispeten iyi atlattı, bunalmış ve yetersiz tedarik edilen bir sağlık sistemiyle ilgili erken sorunlara rağmen dünyanın diğer bazı bölgelerinde tanık olunan yıkımdan kurtuldu. Han, başarıyı, ordunun yardımıyla güçlendirilmiş, iyi koordine edilmiş bir ulusal çabaya bağladı.
Dış politika bir çekişme noktası oldu
Han’ın başbakanlığı döneminde dış politika kararları bir çekişme noktası haline geldi.
Batı’dan daha fazla bağımsızlık arayışı içinde, sözde terörizme karşı savaştan çekildi. Geçen Haziran ayında, Pakistan’ın CIA’nın Afganistan’daki terörle mücadele operasyonları için Pakistan içindeki üsleri kullanmasına “kesinlikle izin vermeyeceğini” söyledi. Taliban geçen yıl Afganistan’da iktidarı ele geçirdikten sonra, hatta Amerikan birlikleri ve yetkilileri ülkeden tamamen çekilmeden önce, Afganları “kölelik zincirlerini kırdıkları” için övdü.
Ancak liderliğine yönelik kritik darbe, Pakistan’ın askeri liderlerinin, görev süresinin çoğunda sahip olduğu siyasi istikrarı baltalayarak desteklerini geri çekmesinden sonra geldi.
Analizler, son aylarda askeri düzenin muhalefet partileri üzerindeki kontrolünü gevşeterek gensoru önergesinin önünü açtığını söylüyor. Geçen Pazar günü yapılması beklenen oylamadan günler önce, Han’ın Parlamentoda çoğunluğu kaybettiği ve istifa talepleriyle karşı karşıya olduğu ortaya çıktı.
Ancak muhaliflerini, kendisini ortadan kaldırmak için ABD liderliğindeki bir komplonun piyonları olmakla suçladı. Eski bir Pakistan büyükelçisinin ABD’deki bir bildirisinin bir komplo kanıtı içerdiğini iddia ederek meydan okumaya devam etti. Pakistanlıları “şer güçlerine” karşı durmaya çağırdı ve onları “Amerika’nın köleleri” olarak adlandırdığı rakiplerine karşı durma çağrısı yaptı.
Şehbaz Şerif’in başbakan olması bekleniyor
Siyasi yorumcular, milletvekillerinin bir sonraki genel seçime kadar görev yapmak üzere muhalefet lideri Şehbaz Şerif’i geçici başbakan olarak seçmelerini bekliyorlar. Şehbaz Şerif, eski Başbakan Nawaz Sharif’in küçük kardeşi, ülkenin en kalabalık ve müreffeh eyaleti olan Pencap’ın eski başbakanlarından biri.
Lider olması beklenen geçici hükümet, yükselen enflasyondan sokaklarda huzursuzluğa dönüşebilecek giderek kutuplaşan bir siyasi iklime kadar önemli zorluklarla karşı karşıya kalan bir ülkeyi devralacak.
Peşaver Üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümünün eski başkanı İcaz Han, “Bu kriz, Pakistan için ekonomi, siyasi kutuplaşma ve dış politikamız açısından ciddi sorunlar yarattı. Ülkeyi bunun dışına çıkarmak, gelecekteki herhangi bir hükümet için ciddi bir zorluk olacak” dedi.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)