Algoloji (Ağrı) Uzman Prof.Dr. Ercan Gürses, mesane pili tedavisi sayesinde, idrar ve dışkı tutamama rahatsızlığı olan hastaların sosyal hayata dönebildiklerini söyledi.
İdrar ve dışkı tutamama rahatsızlığının Türk toplumunda sanıldığından çok daha fazla görüldüğünün altını çizen Algoloji Uzmanı Prof.Dr. Ercan Gürses, “İdrar tutamama ve dışkı tutamama görülme sıklığı yüzde 2 ile 10 arasındadır. Bu hastaların çoğu farklı tedavi yöntemlerini deneyip sonuç alamadıklarında, genellikle sosyal yaşamlarından koparak evlerine hapis oluyor ve çevreleri ile bile ilişkilerini kesmek zorunda kalıyorlar. İdrar tutamama hastalığı başkalarından çekinerek bahsedilen bir konu ama dışkısını tutamamak kadın erkek ayırmaksızın toplumda hemen herkesin büyük bir itina ile sakladığı, rahatsızlıkların başında geliyor. Yine bunlar gibi özellikle genç kadınlarda biraz daha sık gördüğümüz, aktif mesane sendromu da önemli bir tablodur. Çünkü bu da sosyal yaşamı etkileyen çok ciddi sorunlar yaratıyor. Hasta sürekli bir idrar hissi halindedir. Tuvalete gidip idrarını yapmasına rağmen rahatlama bir türlü gerçekleşmez. Dakikalar içinde defalarca kez lavaboya gitme ihtiyacı duyar. Onun için toplu taşımayı kullanamayan, evden dışarı çıkamayan, arkadaşları ile bir araya gelemeyen pek çok hastamız var. Bunların tedavisi var mı yoksa bu hastalar çaresizce yalnız başına yaşamaya mahkum mu? Değiller ve bunlar için tedavi elbette ki mümkün” dedi.
Hangi Durumlarda Uygulanamaz
Hastalığın farklı tedavi yöntemleri olduğunun altını çizen Prof. Dr. Gürses, “Benim önereceğim ve anlatacağım tedavi, aslında en son uygulanması gereken tedavidir. Diğer tedavileri denemiş ve hiçbirinden fayda görememiş, evinde çaresizce oturan hastalara Sakral Sinir Stimülatörleri ya da halk arasında bilindiği şekilde Mesane Pilleri yeni bir umut olma özelliği taşıyor. Bu tedavinin uygulanacağı hastalarda herhangi bir enfeksiyon problemi olmamalı. İkincisi bir kanama bozukluğu olmamalı. Öte yandan makat bölgesini kontrol eden kaslarda yırtılma veya hasar olmamalı. Bunun dışında önemli bir problem de bağırsak hastalıklarıdır. Crohn ve ülseratif kolit gibi hastalıklarda da bu tedaviyi deneme şansımız yoktur. Anlatığım grubun dışında kalan tüm hatalarda bu tedavi uygulanabilir ve önemli bir başarı şansına sahiptir” şeklinde konuştu.
Mesane Pili Tedavisi İki Aşamalı Uygulanıyor
Mesane Pili tedavisini iki aşamada gerçekleştirdiklerini ifade eden Dr. Gürses, “Özellikle hasta seçimi ve tanımlaması yapıldıktan sonra, hastanın tedavisine karar verilir. Unutmayalım ki bu tedavi ayakta veya herhangi bir merkezde yapılacak tedavi değildir. Mutlaka hastanede ve ameliyathane koşullarında yapılmalıdır. Uygulama iki aşamada gerçekleşiyor. Birinci aşamamız test aşamasıdır. Bu aşamada yine simülatör için kullanacağımız teller kuyruk sokumu bölgesine yerleştirilir. İşlem lokal anestezi altında gerçekleştirilir. Tellerimizi yerleştirdikten sonra, testlerimizi yaparız. Doğru yere yerleştirdiğimizi gördükten sonra kablonun ucu dışarıda kalacak şekilde işlemimizi tamamlarız” diye konuştu.
Test Süreci Belirleyici Oluyor
Hastaların genellikle 2 ila 4 hafta arasında test sürecine aldığını kaydeden Dr. Gürses, şöyle devam etti: “Bu test süreci içerisinde ne etki gördüğü ya da görmediği tespit edilmeye çalışılır. Hastanın bu test süreci içerisinde banyo yapmasını istemiyoruz. Onun dışında her türlü aktivitesini yapmakta tamamen hasta serbesttir. 2 – 4 haftalık süre içerisinde, ‘sistem etkili oldu’ demek için şikayetlerinde yüzde 50 oranında azalmanın saptanması yeterlidir. İdrar kaçırmada, dışkısını kaçırmada veya çok sık idrara çıkma, ağrılı idrara çıkma şikayetlerinde yüzde 50 azalmanın olması sistemin etkili olduğunun en önemli göstergesidir. Bu durum saptandıktan sonra,ikinci aşamada kalıcı jeneratör ya da stimülatör hastaya yerleştirilir. Bunun için de artık işlem genel anestezi altında yapılabiliyor. İkinci aşamada genellikle bel bölgesinde, cilt altında kasların üzerinde küçük bir cep oluşturuluyor ve pil bunun içerisine yerleştirilir. Bu aşamadan sonra hastanın vücudunun dışında herhangi bir tel ya da parça kalmaz. Yine 1 hafta 10 günlük dikişlerinin alınması sürecinden sonra, hasta her türlü yaşamını normal olarak sürdürme serbestisine sahiptir. Genellikle süreci başarılı olan hastalarda kalıcı jeneratör uygulaması yapıldıktan sonra çok daha güçlü ve etkili bir başarıyı sağlamak mümkün oluyor. Hastalarımıza yüzde 50 azalma olması gerektiğini ısrarla söylememize karşın bazı hastalarda çok kısa bir süre içerisinde neredeyse yüzde 100’lük bir başarıyı yakalama şansına da sahip oluyoruz. Unutmayalım ki idrarını tutamayan, kaçıran, dışkısını tutamayan hatta kaçıran hastalar artık çaresiz değiller ve son derece etkili bir şekilde o rahatsızlıklarından kurtulmaya ve tekrar sosyal yaşamlarına dönme şansına sahipler”
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)